23 Eylül 2007 Pazar

Demre – Karaöz

20 Nisan 2007

Rehber Özkan Bey Demre Finike arasını yükseklik nedeniyle tek başına yürümemin uygun olmadığını söylediği için, bugünkü yolun çoğunu arabayla gideceğim. Finike’den sonrası da hep araba yolu, epey de sıkıcı. Bu yüzden Demre’den minibüs ile Kumluca’ya geldim. Yaşam yolumu kolaylaştırıyordu, Mavikent minibüslerinin hemen önünde indim. Şoföre “Şuradan bir bisküvi alıp gelecek zaman var mı?” diye sordum. Şoför yaşlıca bir amca, bana “Bak şu pastanenin yanında gözleme yapıyorlar, bugün başlamışlar, bisküvi yiyeceğine ondan ye”, dedi. Yaşamın desteğine bak. Şimdi detaylı yazmayacağım ama başkasına niyet edilmiş bir gözleme ve ayran hemen elime geliverdi. Minibüs kalkmadan karnımı doyurabildim. Yaşamdaki desteğe uzun uzun teşekkür edip, durdum.

Mavikent minibüsü Karaöz sapağında indirdi beni. 10 km imiş Karaöz. Yolun başında solda dikkat çekecek güzellikte bir bahçe vardı. Ne kadar sağlıklı, çeşitli, rengârenk çiçekler. Daha iyileri olsun! Sahipleri bahçede çalışıyordu. “Cennet gibi yapmışsınız, ellerinize sağlık” dedim. “Öbür dünyamız da öyle olsun inşallah” gibi bir söz söyledi. Ben de amin dedim, ne diyeyim :) Kadıncağız Karaöz’e yürüyeceğimi duyunca, “Ne güzel, denizi seyrede seyrede gidersin” dedi. Hayret birisi de beni yürüyüşten vazgeçirmeye çalışmadı!

Yol hakikaten çok güzel, solda çam ormanı, sağda deniz. Mis gibi çam kokusu var. Yol kıvrıla kıvrıla gidiyor. Ancak asfalt bir yoldan yürünüyor, pek araba geçmiyor ama motosikletine atlayan genç yola çıkmış. Vızır vızır. Beni turist zannediyorlar, laf atıyorlar. Yanımdan birkaç kez geçiyorlar. Tedirgin olduğum anlar oldu. Bazı tipleri hiç gözüm tutmadı. Sanırım tüm yol boyunca tedirgin olduğum tek yürüyüş parkuru idi. Bir kadın olarak tek başına yürümek sanırım uygun değil bu yolda.

Oysa yolu çok sevdim. Her an düşecekmiş gibi duran kayaların yanından yürünüyor kimi yerde. Çok estetik. Sanat galerisi gezer gibi. Kargıderesi diye bir piknik alanını geçtim, çamlar içinde, küçük de bir plajı var. Biraz daha ilerde Papaz İskelesi dedikleri başka bir mesire yerine vardım. Çeşmeyi görünce, girdim. Nasıl güzel bir su, kana kana içtim, boş şişeleri doldurdum. Ayağım ağrıyor epey. Denize bakan bir tepede oturdum, dinlendim. Güzel bir kumsalı var. Kumsalın tam ortasında 2–3 katlı ev yüksekliğinde kocaman bir kaya var- aynı beyine benziyor, beyin gibi kıvrımlı. Değişik, hoş bir görüntü. Deniz çok hafif dalgalı, turkuaza dönük yeşil renkte. Koyun iki yanı da çam ormanlarıyla kaplı tepeler. Nasıl huzurlu ve sakin bir yer. Çam kokusu doluyor ciğerlerime bir yandan. Şükürler ediyorum ardı ardına.

Karaöz:

Karaöz yazlık evlerin yapıldığı bir köy anladığım kadarıyla. Konumu çok güzel, arkasını yüksek bir dağa dayamış, etrafı çam ormanı bir köy. Ancak yapılaşma çok bana göre. Nedense pek de ısınamadım bu yere.

Karaöz Konaklama:

Hem Kate’in, hem de Kaş’taki rehberlerin önerdiği Çingenem Pansiyon’a sonunda ulaştım. Ayağım iyice ağrıyor. Saat geç olmuş. Karnım aç. Çam ormanının hemen yanında çok güzel bir konumda pansiyon. Büyük bir hevesle bahçeye giriyorum, kimse yok. Etrafa bakıyorum, kimse yok. Oturdum bir sedire, dinleniyorum. Ortalık karman çorman. Tam adına uygun diye düşünüyorum. Biraz bekliyorum ama gelen giden yok. Tabeladan cep telefonu numarasını alıyorum, arıyorum. “Biz Kumluca’dayız, bir saat sonra geliriz”, diyor pansiyon sahibi. Açım, ancak başka bir yere yürüyecek durumu yok ayağımın. Çantadaki erzakı boşaltıyorum. Kendime bir çorba yapıyorum. Neden sonra geliyorlar. Meğer bu pansiyonu kapatıyorlarmış, başka bir yere taşınıyorlarmış. O gece için bana yer veriyorlar. Biraz iletişimde zorlanıyoruz, ben o akşam da, sabah da bir şey yiyemiyorum. Orada bir gece daha kalmak istemiyorum, köyde başka pansiyon da yok. Galedonya Feneri’ne, oradan da Adrasan’a yürümeyi çok istiyorum ama ayağın yürümesi mümkün değil, üzerine basmakta zorlanıyorum. Sabah pansiyondan azıcık kırgın ayrılıyorum. Bu yolu yürüyemediğim için üzülüyorum.

Adrasan’a arabayla gideyim diye düşünüyorum ama sokaklarda bir kul yok. Hiç kimse. Neredeyse köyün sonuna gelmiştim ki, bir köylü kadın ile karşılaşıyorum. Derdimi anlatıyorum. Beni evine davet ediyor, sahanda yumurta ile peynir ikram ediyor. Nazik olayım kaygım falan yok, afiyet ile yiyorum. Meğer onlar da gerekirse turist ağırlıyorlarmış. Telefonları bende mevcut. Sonra kocası beni arabayla Adrasan’a bırakıyor.

Fotoğraf Rita Schumann'ın albümünden: Adrasan


Adrasan Konaklama

Adrasan’da kalacağım yeri biliyorum: Papirüs Oteli. Vipassana kursları organizasyonunu devrettiğimde, arkadaşların ilk seçimi bu otel olmuştu. Memnun da kalmışlardı. Birkaç hafta sonra yeniden orada bir kurs yapacaklarını biliyordum. Gidip bir bakayım dedim. Herhalde kaldığım yerler içinde en lüks denilebilecek olan yerdi. Yatak harika. Duşakabin var. Oda mis gibi kokuyor. Kliması, balkonu var. Banyoda tek kullanımlık banyo terliği bile var. Kraliçe gibi hissettim :) Henüz yeni sezona hazırlanıyorlardı, tamirat vardı. İstanbul’lu bir çift. İki gün kaldım orada hem ayaklarımı dinlendirmek için, hem de ikinci gün yağmur yağdığı için. Dinlendim, notlarımı düzenledim, ayaklarıma dinlenme fırsatı verdim. Sahipleri çok sıcak insanlardı. Birlikte yemek yedik. Nazife Hanım’ın yemekleri harikaydı. Ruhum da doydu. Fesleğenli makarna ile börülce salatasının ne kadar lezzetli olduğu hala aklımda. Sohbet ettik uzun uzun. İşlerini ne kadar özenerek yapıyorlardı, yoruluyorlardı belki ama kendilerine bir cennet yaratmışlar gibi geldi bana.

Bahçede tespih ağaçları vardı, mor, mis gibi kokan çiçekler açmıştı ben oradayken. Bir de Adrasan’da yaşamımda ilk defa, harika mavi tüyleri ile hemen dikkatimi çeken mavi karga gördüm.

(Papirüs Hotel: Yücel - Nazife Konuralp - 0242 883 10 46 http://www.papirushotel.com/ )

3 yorum:

  1. bnde daha önce karaöze gttm orda bnm yazlığım war we çok güzel bi yer bn herzaman orda çok eğlenirm ama tek kusuru her yer it kopk kaynıoo o konuda gerçekten haklısınn ama yine de nefiis bi yeeer xDDD

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten güzel konumda bir yer diye hatırlıyorum Karaöz'ü. Ancak benim gittiğim mevsimde daha sezon açılmadığından, inşaatlar vardı. Çok da kısa kaldığım için, bir sezon kalan sizler gibi değerlendirmem uygun düşmez. Anılarım sizler kadar çeşitli değil. Eminim okuyucular da bunu göz önüne alıyorlardır.
    Çam ormanlarının, denizin keyfini çıkarmanızı diliyorum.

    YanıtlaSil
  3. hale hanım merhaba; umarım gezileriniz devam ediyordur yine coşkulu bir biçimde...

    Ben adrasan dan papirus hotel den size yazıyorum size ulaşabileceğim bir ileti adresiniz var ise gorusmek isterim.

    saygılarımla
    Serkan KONURALP - (Nazife HAnım 'ın olu)
    bilgi@papirushotel.com

    YanıtlaSil