2 Ekim 2007 Salı

Yaşamımda Tıkanıklık Hissediyorsam

Ağustos 2005

İngiltere DFP–1 programından- Nisan 2004:
1970'li yıllardan beri vipassana ve dharma hocası, Gaia House'un kurucularından biri olan Christopher Titmuss'un bir konuşmasından:

"Yaşamımızda kendimize göre uzunca bir süredir çözemediğimizi düşündüğümüz bir karışıklık/ tıkanıklık varsa, kendimize şunları sorabiliriz:

* Gerçekten bu konuyu sonuçlandırmaya kararlı mıyım?
* Bu tıkanıklığı gerçekten açmak istiyor muyum?
* Göremediğim ne var?
* Değişim için ne gerekiyor?
* Akışı sağlayacak bilgelik nedir?
* Nedir kabul etmediğim? (Akışı sağlayacak olan tam bir kabullenmedir.)" (Bunu yazarken aklıma bir söz geldi: Sanırım Carl Jung'un bir sözü: "Kabul etmedikçe, hiç bir şeyi değiştiremeyiz." Bu da ayrı bir yazma konusu ama bugün girmeyelim.)

Christopher bu soruları sorduğunda benim de bir süredir ayağıma bağlı bir taş gibi sürüklediğim bir ruh halim vardı: hayatta amacımın, misyonumun olmamasından rahatsız bir halde geziyordum... Gerçekten bunu çözmeye istekli miyim diye sorduğumda birden mideme yumruk yemiş gibi oldum. Çünkü cevabım hayır’dı. Hem çözmek istemiyor, hem de şikâyet ediyordum... Bazen durumu açıklıkla görmek -farkındalık-, değişim, dönüşüm, akış için yeterli oluyor ya, bende de öyle oldu. Bir anda bu sorularla içimde bir şey "tık" etti ve akışa ilişkin küçük de olsa adımlar attım, yıllar içinde adımlar birbirini takip etti...

Simdi "yürekten iletişim" bakışımla buraya eklenebilecek bir soru daha görüyorum: "akmamayla, sabit kalmayla, değişmek istememeyle” acaba hangi ihtiyacımı karşılıyorum? Bu ihtiyacımı net görebilirsem, tıkanma ile ihtiyacımı karşılamak yerine daha talihli, yardımcı başka bir yol bulabilirim.

Bu konuyla ilgili başka bir konuşmadan (Christopher Titmuss-1994):
Her şeyi yaptım ama bir türlü gerçeği göremiyorum, eremiyorum, ilerlediğimi hissetmiyorum vs diyorsanız, işte Christopher Titmuss'un kendinize sormanızı önerdiği soru:

"Gerçeği görmek için, yaşamınızdaki tıkanıklığı açmak için, "koşullanmaları, yapılanmayı" kırmak için ne tür değişiklikler yapmaya hazırsınız? Neleri bırakmaya hazırsınız?"

Bu soruyu kendimize sormak da pek kolay değil belki... :)

Yaşam dansında kendi figürlerimi yapmanın, nasibime düşenlere can vermenin keyfi ve yürekten taşan sevgiyle

Hale

2007 notu: Eklemeden geçemeyeceğim bir konu var. Şimdi kitap elimde yok, o yüzden alıntı yapamayacağım, ancak hatırımda kalanları yazacağım. Kaizen metodu diye bir kitapta bir öneri okumuştum. Açıklama şöyleydi: "İş arkadaşınıza o sabah arabayı park ettiğinde yandaki arabanın ne renk olduğunu sorun. Herhalde suratınıza ne biçim bir soru bu diye bakar. Büyük bir ihtimalle de cevap veremez. Ertesi gün tekrar aynı soruyu sorun. Bu kez aklınızı yitirdiğinizi de düşünmeye başlayabilir. Pes etmeyin. Ertesi gün yine sorun. Bir süre sonra bu kişi arabayı park ederken, yine bu salak bana aynı salak soruyu soracak diye düşünür ve yandaki arabanın rengine bakar." Kitapta diyor ki, aynı soruyu bir süre üst üste sorduğunuzda içinizden mutlaka bir cevap gelecektir.

Bu hikaye bana yalnış bilmiyorsam, Mevlana’nın bir hikayesini hatırlattı. Hatırladığım kadarıyla Mevlana diyordu ki, “Gönül kapısını çalmaya devam et! Yılma, pes etme, çalmaya devam et ki, içerideki “Kim bu kapıdaki?” diye gelip kapıyı açsın.”

Yukarıdaki sorular büyük sorular. Belki bir süre (belki 1 hafta, belki 10 gün) bu soruları her gün sormak ve de bunun için yalnızca 1 dakika ayırmak işi kolaylaştırabilir. Bu yöntemi başka bir konu için uyguladım ve sonuca kendim de şaşırdım. Her gün bir cevap geldi ama 10 günde 10 cevabım oldu ve de cevapların gittikçe derinleşmesi beni çok etkiledi. Üstelik de bunun için günde yalnızca 1 dakika (kimi zaman motorda, dolmuşta, telefonun açılmasını beklerken) ayırmış olmak mucize gibi geldi. Bilmem sizin deneyiminiz nasıl olur. Benden paylaşması.

2 yorum:

  1. Halecim eline aklına gönlüne sağlık. İyi ki tekrar yazmaya başladın. Kocaman sevgiyle)
    Zeynep Arca

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Zeynepcim...

    YanıtlaSil