28 Ekim 2007 Pazar

2- Bir Farkındalık Öğretmeni: Evim

13.12.2005

Son aylarda yaşamımdaki ana temaya ilişkin sizinle paylaşmak istediklerim ve bir davet:

Bu kez kendi içinde bulunduğum, içimde, yaşamımda şu an canlı olan süreci sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazarak hem kendi farkındalığıma farklı bir boyut katmak, hem de sizlerden gelebilecek katkılarla kendimin ve belki bu sürece katılacak başkalarının deneyimini zenginleştirme fırsatı oluşturmak niyetindeyim.

Son seyir defteri notunda: Antoine de St. Exupery'nin bir sözünün bende çağrıştırdıklarını yazmıştım:
"Mükemmellik, eklenecek bir şey kalmadığında değil, alınacak bir şey kalmadığında oluşur."

O yazıyı yaşama geçirmekle uğraşmaktayım :)

Farkındalığı artırmanın, genişletmenin pek çok yolu var...
Birçoğunuzla oturma, yürüme çalışmaları, vipassana inzivaları yaptık beraber...
Şimdi de yaşamımda ortaya çıkan başka bir yolu paylaşmak istiyorum...

Bu kez “farkındalık öğretmenleri”: sahip olduğumuz eşyalar. Evde, işyerinde, arabada...
Yıllar içinde biriken eşyalar... Yaşamımızda tıkandığımız noktaların bilgisini taşıyan eşyalar... Nelere tutunduğumuzu gösteren, geçmişimizde çözümleyemediğimiz olaylardan arta kalan duyguların, yani geçmişte takıldığımız yerlerin ipuçlarını veren eşyalar... Karar verme becerimizi ortaya koyan eşyalar... Sevgiyi içimizde büyüten eşyalar...

Bizim kültürde bir laf var ya, “aslan yattığı yerden belli olur.” Bu sözü başka bir derinlikte anlıyorum şimdi. Birlikte yaşamayı seçtiğimiz eşyalar bizim iç dünyamızı yansıtıyor belki de...

Her sahip olduğumuz şeye enerji ipleriyle bağlı olduğumuzu okumuştum bir yerde... Doğruysa, evdeki eski gazeteleri, dergileri, doğumgünü kartlarını, okumadığımız kitapları, hiç bakmadığımız fotoğrafları, kullanılmayan tabakları, kırık kupaları, üç yıldır giyilmeyen giysileri, sevmediğimiz bibloları, fonksiyonu kalmamış belgeleri, kâğıtları taşıyıp duruyoruz beraberimizde... Sizin de gözünüzde canlanıyor mu, balon gibi, daha doğrusu prangalar gibi üzerimize ilişmiş bir sürü şey...

Sahip olduğumuz eşyalara bakarak, kendimizi keşfetmeye ve farkındalığımızı artırarak safra atmaya yönelik bir yeni yıl öncesi temizliğine davet ediyorum sizleri de. Niyetim; 31 Aralık’a kadar birlikte paylaştığımız bir süreç... Yeni yıla pek çok anlamda daha hafif ve varlığımızın karanlık yerlerine ışık tutarak girmemizi sağlamak üzere harekete geçtiğimiz bir süreç...

Birkaç gün boyunca uygulamaya yönelik öneri ve deneyimlerimi yazmaya niyet ediyorum. Kendi yaşamlarında bu süreci başlatmak isteyenler de deneyimlerini paylaşırlarsa, bizim süreçlerimize de ışık tutmuş olurlar.

İlk adım... Durum tespiti:
· Yaşamımda kullanmadığım, sevmediğim, ihtiyacım olmayan eşyalar var mı?
· Evimde, çalışma mekânımda, arabamda dağınıklık, düzensizlik var mı?
· Yaşamımda bir amaca hizmet etmeyen ve böylelikle kişisel enerjimi durgunlaştıran şeylere tutunuyor muyum?
· Yaşamımda tamamlanmamış şeyler var mı?
· Yaşamımı değiştirmek istiyor muyum? Öyleyse yaşamımdaki en önemli şeyler neler? Bunlar için yeterli yerim ve zamanım var mı? Daha çok zamanım ve yerim olması için, yaşamımda artık fonksiyonunu tamamlamış şeyleri bırakmaya istekli miyim?
· Sadeleşme ve safra atmaya yönelik küçük bir adım atmaya hazır mıyım? 31 Aralık’a kadar (seversem, sonra devam ederim ama gerçekçi olması açısından şimdilik bu tarihe kadar) her gün eşyalarımın bana sadeleşmeyi öğretmesine kendimi açabilir miyim?

Sadeleşme niyeti belirdi ise...

Öneri:
Her gün sadeleşmeye belli bir zaman ayıralım. (Ben bunu birkaç aydır yapıyorum, eve gelenler –ki dolapların içini görmedikleri halde- değişikliğin ne kadar zaman aldığını sordular. Uzun ve yorucu saatler almadı, yalnızca hergün sadeleşme yolunda “bir şey” yapmaya niyet edip, bunu uygulamıştım. Şimdi benim de ince elekle bir kere daha dolaşmam gerekiyor.)

Yaşamımızda artık fonksiyonunu bitirmiş olan eşyaları ayıklamak için, ne kadar zaman ayırabiliriz her gün (31 Aralık’a kadar)?
Her gün uygulayacağımıza göre, bu sürenin gerçekçi olması gerek. 2 dakika? 5? 10? 15? 20 dakika? 1 saat? Önemli olan eyleme geçmek, eylemin ne kadar büyük olduğu değil. Minicik bir adım bile değişiklik yaratıyor unutmayalım. Bu bir tıkanıklık açma çalışması aynı zamanda, biliyorsunuz yaşamımızın bir yerinde attığımız bir adım diğer alanları da etkiliyor. Dışarıda değişiklik içeride de değişiklik demek... İçeride değişiklik de, dışarıda değişiklik...

Maddi tıkanıklık içinde oturuyorsak, bir konuda bir türlü karar veremiyorsak, hayal ettiğimiz kitabı yazamıyorsak, ne istediğimizi bilmiyorsak, depresyondaysak, yaşam anlamını kaybettiyse, birçok çalışma yapıp, yine de tıkanık hissediyorsak, küçücük de olsa bir adım atalım ve biraz safra atalım ve bakalım ne olacak, tıkandığımız noktaya ilişkin bir ipucu ortada görülmeyi bekliyordur belki... Anneannem bir şey aradığımızda, “etrafı toplayın, bulursunuz.” derdi. Çocukken,’ne alakası var, bize etrafı toplatmak için bir yol bu herhalde’ diye düşünürdüm. Zaman içinde yoğruldukça, bu öğütteki bilgeliği daha çok anlıyorum: bazen bir şeye odaklanmak yerine, daha geniş bir açıdan bakabilmek ve o şeyi görmeye engel olanları aradan kaldırmak işe yarıyor...

Her gün sadeleşmeye ayırdığım sürenin gözümde büyümemesi için, ben saat kurma yöntemini kullandım, yani kendime söz verdiğim sürenin sonunu bildirmesi için saat kurdum. Sayılı gün çabuk geçer derler ya, sürenin sonunu bilmek zihni rahatlatıyor.

Önümüzdeki zaman sınırlı olduğu için, birkaç kere 2–3 saatlik bloklar halinde ıvır zıvırları gözden geçirmemiz uygun olabilir. Önerim: 31 Aralık tarihine kadar kendimize birkaç randevu verelim... Kendinize uygun tarihleri ve ayıracağınız süreyi şimdiden saptayın ve takviminize yazın. Kendi deneyimimden gördüğüm kadarıyla, randevu çok işe yarıyor. Afakî, yani soyut bir niyet veya karar olarak bıraktığımda, “boşluklar dolar” ilkesi gereği zamanım hep bir şeylerle doldu, niyetlendiklerimi yapamadım, şimdi artık kendime randevu veriyorum. Yaşamımda randevuma sadık kalarak, başkalarına gösterdiğim saygıyı, kendime karşı da göstermeyi öğrenmek güzel bir şey.

Ve de nereden başlamak istediğimize karar verelim: yatak odası, mutfak, çalışma mekânı, banyo, araba, oturma odası, kütüphane, bilgisayarın içindeki dosyalar, outlookta sakladığımız mesajlar...

Bugünlük niyetlerimizi yapalım... Yarın kolları sıvarız...

Yaşam dansında kendi figürlerimi yapmanın, nasibime düşenlere can vermenin keyfi ve yürekten taşan sevgiyle


(2007 notu: Paylaştığım bu yöntemlerin hepsini o zaman bu zamandır uyguluyorum. Artık 6 ayda bir büyükçe bir sadeleşme temizliği yetiyor. Ancak her ay 1 saat ajandama bir sadeleşme randevusu koydum, herşeyi gözden geçiriyorum. Böylece hem yaşamayan bazı eşyaları fark edip, kullanmak için fırsat yaratabiliyorum, hem de birikmeleri önlemeye çalışıyorum.)

5 yorum:

  1. halecim,
    durum tesbiti yaptım, ve işyerindeki masamdan hemen başladım. ilk gün için çok iyiydi.
    evde de devam her akşam yarım saat, 30.11.2007'ye kadar. buradan sana da anons etmiş oldum.
    teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Çok kolay ve keyifli gelsin Şadancım...
    Peki, belirli aralıklarla bizimle deneyimlerini paylaşmak ister misin? Belki biz de senin rayda kalmana vesile olmuş oluruz böylece. Sevgiyle

    YanıtlaSil
  3. paylaşmak isterim tabi. tam da dediğin gibi karar verdiğim şekilde devam edebilmeme destek olur hem.
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. hale merhaba,
    devam eden sadelesme sürecimle ilgili birkaç not bırakayım istedim.
    isyerinde yakin zamanda bir taşınma durumumuz olduğu için epey ayıklama, ayırma, atma yapmıştım. ona rağmen hala 5-6 sene önceki toplantı notlarımı tuttuğuma inanamadım. üstelik bu geçen sürede hiç bakma ihtiyacım olmamış. onlar atıldı. birgün gerekir diye bir kenarda tuttuğum boş defterler çocuğu okullu olan arkadaşlara verildi.büyük bir alan açıldı.
    evde her akşam yarım saat metodu düzenli işlemedi. bazı günler hiç bakamadım. ama fırsat buldukça (daha çok hafta sonu)1-2 saatlik bloklar halinde bakmak işe yaradı.yarıyor yani hala. aras'ın odasını düzenliyoruz şu sıralar, eski oyuncaklar, giysiler, ayakkabılar yeni sahiplerine ulaşacak bu hafta. daha önce eskileri uygun yerlere dağıttığımı sanırken bu kez şunu farkettimki çok da pek etkili yapamamışım bu işi. bi şekilde vermeme, elimde tutma bahanelerim çokmuş. şimdi niyetlendim ya daha etkili bir ayıklamaya, fazlalıklardan kurtulmaya, eşyalara yeni yerler bulmaya çalışıyorum.
    çocuk eşyaları zaten genelde çok az kullanıldığı için yakın çevremizdeki miniklere gidiyor, diğer eşyalar da başta kadın emeğini değerlendirme vakfına bağış olarak.
    şimdilik bu kadar, devamı gelecek biliyorum.
    halecim teşekkürler tekrar, raydayım.
    sevgiler,
    şadan

    YanıtlaSil
  5. Şadancım

    Şimdi sadeleşmeye ilişkin durumun nasıl? Sadeleşme yolunda deneyimlerinden paylaşacakların var mı? Bizim yolumuza da ışık tutacak uygulama örneklerin var mı?

    Sevgiyle

    YanıtlaSil