1 Ekim 2007 Pazartesi

Yaşama Katılmayan Bilgi Üstümüzde Yük Gibi

Likya yolu yazılarından sonra içimden geçen 1997’den beri yaptığım çeşitli inzivaları yazmaktı. Başladım da ancak kısa sürede daha önce niye paylaşamadığımı hatırladım. Bu süreçleri paylaşmak katkı sağladığı sürece yararlı ve nelerin katkı, nelerin engel olabileceğini sezebilmek epey emek ve zaman istiyor. Yine de niyetliyim. Usul usul yazıyorum.

O zamana kadar ne yazsam diye düşünürken, bu süreçten haberi olmayan Çağla’nın eski seyir defteri yazılarını buraya koyma önerisi çok yerinde oldu. Hem bir araya toplanmış olurlar, hem belki yaşamlarımıza bugünlerde katkıları olur, hem de biraz necefli maşrapa görevi görürler :)

Bazı gazete köşe yazarları eski yazılarını yayınlarlar ya, ben de o usul bu seyir defteri nasıl başlamıştı yazısını koyuyorum bugün, azıcık nostalji olsun :)

2 Ağustos 2005

Hani bazen olur ya, bambaşka bir konu hakkında konuşurken, bir suredir tam göremediğimiz bir konuyu başka bir açıklıkla görüveririz. İste bu Pazar günü böyle bir şey oldu...

Bir kısmınız biliyorsunuz ki, gecen aylarda programların üst üste gelmesi nedeniyle birçok kez yurtdışına gittim: farkındalık çalışmasının teorisinin tartışıldığı üç program, vipassana tekniği kullanılarak bağışlamaya ilişkin bir program, Gaia House'ta sessiz günler (hocaların konuşmalarını içeren pek çok da kaset dinlemiştim), dağda tek başına, sessiz bir hafta ve en son da "yürekten iletişim" programı... Hepsinden de elim kolum yüreğim dolu döndüm...

Döndüğümden beri kendimi sıkıntılı hissediyorum... Gecen hafta Gokce, Şafak ve Ayşe ile konuşurken, bu iç ve dış yolculuklardaki gözlemlerimi, deneyimlerimi, paylaşılan bilgileri, yaşananları -uygun koşulları oluşturamadığım için- aktaramamaktan nasıl üzüldüğümü söylerken duydum kendimi... Ve pazar günü birden "paylaşılamayan, eyleme dökülmeyen, yaşama katılmayan bilginin nasıl da yük olduğunu" bir kez daha ama başka bir yoğunlukta gördüm... Deneyimlediklerimi elimden geldiğince, yaşamıma katıyorum ama yetmiyor, paylaşılmak istiyor. Hakikaten kendimi patlamak üzere hissediyorum :))) Ve o nedenle de -doğal olarak- daha fazla deneyimden uzak durur halde görüyorum kendimi...

Bu Çarşamba toplantısında nokta paylaşımlar yapmaya niyet etmiştim ama görüyorum ki yetmeyecek... Bazen işlerin büyüklüğünden, yoğunluğundan gözüm korktuğu zaman yaptığım bir şey var, onu yapmayı denemeye karar verdim: Böyle zamanlarda mikadonun çöpleri oyununu oynuyorum, yani islerin en kolaylarından birkaç tane yapıyorum, sonra başka bir ise geçiyorum. Bir sure sonra tekrar o yığından birkaç is yapıyorum... Böyle böyle işler eriyor... Sona kalan zorlar da -ne oluyorsa- zor gelmiyorlar artik, pıt diye karar verip onları da yapıveriyorum...

Bundan sonra yapabildiğim ve bana keyif verdiği surece her gün notlarıma bakıp, kısaca birkaç satır yazmaya niyetlendim... Beni heyecanlandıranları sizlerle bu yolla paylaşmak istiyorum...

Sizlerden isteğim, arada sırada birkaç satırla ne hissettiğinizi, sizde bu yazılanların nasıl bir etki yaptığını açık yüreklilikle paylaşmanız... Paylaşmak benim için bir ihtiyaç ama aynı zamanda bir geri beslenmeye de ihtiyaç duyuyorum... Emek verip, zaman harcadıklarımın katkıda bulunduğunu ya da bulunmadığını bilmeye ihtiyacım var ki, değişeyim, dönüşeyim, devam edeyim...

İşte böyle... Artık içinizde şahsen tanımadıklarım da var biliyorum... Ama inanıyorum ki hepimiz aynı yöne bakıyoruz: an'a, an'daki farkındalığımızı genişletmeye, deneyimledigimiz bilgiye açık olmaya...

Şu an içimde hissettiğim kıpır kıpır sevgiyle

Hale

3 yorum:

  1. Hale, bu kez de buradan merhaba,

    Farkındalık ve içgörü ile ilgili yazılarını okuduktan sonra, şimdi benim de içim kıpır kıpır.

    Paylaşmanın da, görüp anlamak kadar önemli olduğunu yazılarının aracılığıyla görmek, anlamak ve paylaşmak keyif verici.

    yaşa sen!
    seher.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Sehercim...

    Kıpır kıpır olan içinin paylaşacaklarını merak ediyorum, bakalım neler taşacak o kıpırtılardan...

    Sevgiyle kucaklıyorum...

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,nette vipassana ile ilgili araştırma yaparken buldum blogunuzu ve takıldım kaldım.FArkındalık ile ilgili yazılarınızı en başından okumaya başladım.Ben yeniyim bu yolculukta,ve yazılarınızdan faydalanacağımı düşünüyorum.Emeğiniz için teşekkürler

    YanıtlaSil