4 Eylül 2008 Perşembe

Olumsuz Etkiyi Olumluya Çevirmek

Yaşadığımız bir olaya sonradan baktığımızda bazen yaptığımız bir hareket ya da söylediğimiz bir söz ya da yapmadıklarımız için üzüntü duyuyoruz. Kendimize kızıyoruz, “Ne zaman öğreneceğim? Nasıl değişeceğim?” diye ümitsizliklere kapılıyoruz. Hatta bazen dozu kaçırıp, kendimizi iyice bir hırpalıyoruz, daha önceki benzer/ çağrışan olayları da hatırlayıp, yani şu meşhur klasör dolabını açıp, “bak o zaman da böyle yapmıştın, şu zamanda. Değişmezsin sen, değişmez” diye kendimizi dövüyoruz. Elbette çocukluğumuzda ana babalarımız, okuldaki eğitimciler bizi cezalandırarak eğittikleri (belki de deforme ettikleri) için, kendimizle ilişkimiz de böyle bir yargılama, kınama, kızma, dövme rayına oturmuş halde.

Bu yöntem işe yarasa, diyeceğim yok. Ancak sizi bilmem ama ben kendimi dövdüğümde bir şey öğrenemiyorum, canım acıyor. Hatta kendimizi iyice hırpaladığımızda bu depresyona, içe çekilmeye, yaşama verdiğimiz katkıların azalmasına, dolayısıyla da potansiyelimizi kullanamamamıza, yaşamı dolu dolu yaşayamamamıza mal oluyor. Pek iç açıcı görünmüyor değil mi böyle bakınca.

Peki ne yapılabilir? Elbette yaratıcı pek çok yol olabilir. Bir kaçı:

Pek hoşnut olmadığımız bir davranışta bulunduk ya da söz söyledik diyelim. Öncelikle bunu ne kadar çabuk fark edersek, o kadar iyi. Salça lekesini hemen yıkarsak, hop diye çıkıyor. Bekletirsek, hafiflese de bazen hep izi kalabiliyor.

Şimdi ömürler öncesi gibi gelse de, üniversitede hukuk okudum. O yüzden tazminat, telafi bana yakın gelen sözler. Bir önceki günkü yazılardaki detaylı soruları (burada ne görebilirim, bir daha olsa neyi farklı yapardım, bu duruma tekrar düşmemek için, yaşamımda ne gibi değişiklikler yapabilirim gibi) sorduktan, dersleri aldıktan sonra, bir soru daha sorabiliriz: Bunu nasıl telafi edebilirim?

Bazen olaydaki kişilere doğrudan bir şey yaparak, söyleyerek, telafi mümkün. Birisine kırıcı konuştuksa, bağırdıksa, gidip, “Ya kusura bakma, birden parladım. O an karnım çok açtı ve de üç ayrı yerden bir şeyler istediler. Kendimi iyice sıkışmış hissettim. Sen de bir şey isteyince, sana sesim yüksek çıktı. Elbette sen durumumu bilemezdin. Çok özür dilerim. Acaba sen ne hissediyorsun şu anda?” demek gibi.

Yaşadıkça şunu görüyorum ki, bundan daha ötesi de var. Bir kişiye bağırmışsak, sisteme bir negatif etki yüklüyoruz diye düşünelim. Bunu nötrlemek için, bir pozitif etki yüklemekte fayda olabilir. Yani iç çalışmaları yapıp, karşılıklı iletişim köprüsünü kurduktan sonra, o kişiyi takdir eden sözler söylemek gibi.

Bir kişinin arkasından olumsuz şeyler söylemişsek, yüzüne/başkalarına o kişiyi takdir eden sözler söyleyerek telafi etmek gibi. Özellikle eşimiz, kaynanamız, kayınvalidemiz, patronumuz, iş arkadaşlarımız, hatta kendi arkadaşlarımız, annemiz, babamız, kardeşimiz için epey arkadan konuşuyoruz. Belki yüzlerine gidip, “ya kusura bakma arkandan konuştum, özür dilerim” demek pek mümkün değil. Ama telafisi mümkün bana göre. Bir: arkadan olumsuz konuşmayı kesmek. İki: arkadan olumsuz konuştuğum kadar olumlu konuşmak, yani güzelliklerini, olumlu yanlarını, zenginliklerini görmek ve dile getirmek.

Bedduaya hiç girmeyeyim, hiç bulaşmamakta fayda var. Ama olur da beddua etmişliğiniz varsa, nasıl telafi edeceğinize ilişkin sessizce durup içinize bakın. Bir an önce de telafi edin. Bir daha da bulaşmayın demek isterim, geçenlerde soğan ektim, yeşerdiğinde gül çıkmasını beklemiyorum.

Bazen ilgili kişiler hayatta olmayabiliyor ya da hayatımızda olmayabiliyor ya da onların şahsına bir şey yapmak uygun düşmüyor. O zaman o duruma uygun düşen telafi yöntemi ne ise, onu başka birine yapmak mümkün olabilir. Maddi bir borç kalmış olabilir, maddi bir zarar verilmiş olabilir, o halde bir köy ilkokuluna kitap satın alıp göndermek mümkün olabilir bu borcun ödenmesi niyetiyle. Sokaktaki hayvanlara su, yiyecek verilebilir. Zor durumda olanlara yiyecek desteği yapılabilir. Bunları yaparken, niyeti açık belirlemekte yarar olabilir: “Şu olayda şöyle davrandım, hoşnut değilim bundan. Tamamdır dersimi aldım. Bu eylemi de/ katkıyı da bunu telafi etmek için, bütüne katkıda bulunmak için yapıyorum. Bu yönde değişmek, dönüşmek niyetiyle” gibi.

Birkaç sene önce yaşamımdaki olayları detaylı incelediğimde, böyle bir telafi listesi çıkarmıştım. Listede maddi ya da manevi olarak borçlu kaldıklarım da vardı. Bunları yerine getirmek zaman aldı, ancak iç ferahlığını tarif etmeme imkan yok. Telafi ettiğimi düşündüğüm yöntemler gerçek anlamda telafi sağladı mı bilemem ama elimden gelenin, düşünebildiğimin yüzde yüzünü yaptığıma inandım. Bazı hoşnut olmadığım davranışları sanırım (farkında olduğum kadarıyla) tekrarlamadım. Bazılarını otomatik bir hızlılıkla tekrarladım ancak dozu çok hafiflemişti. Eleğin delikleri gittikçe küçülüyor idrak arttıkça. Sabırdan başka çare yok. Daha bu sabah hoşnut olmadığım bir davranışta bulundum. Bu yazı bittikten sonra telafisi için harekete geçeceğim...

Yazının tam bu yerinde kendimizle ilişkimize dair de önemli bir hatırlatma:

Kendimiz hakkında da olumsuz konuştuysak (içte ya da dışta), bunu fark eder etmez, “Hımm, eski kalıplar, koşullanmalar hala devrede. Bunları söyleyerek, kendimi kırdım. Özür dilerim. Bunu söylerken, gerçekte ne demek istiyordum? Daha sevgi dolu, daha paylaşan, daha bilge bir insan olmak istediğimi mi söylemek istiyordum? O zaman öyle söyleyeyim bari. Meğer ne güzel bir şey istiyormuşum kendim için. Ve de şimdi bir güzellik bulayım kendimde, bir zenginlik, yaptığım bir katkı; kendimi takdir edeyim.”

Bunlara vaktim yok, ömür boyu nasıl yapayım, diyebiliriz belki. Ömür boyu olmasın, bir kere deneyelim. Ya da “Ooo, bu büyük iş. Sonra yapayım.” hissi gelebilir üstümüze. Kolaylaştıralım o halde. Şimdi şu andakini yapalım. Sonrasını sonra düşünürüz.

Bir de küçük bir gözlem: biz kendi ellerimizle, kendi seçtiğimiz koşullarla telafi etmezsek, zaten yaşam bize bunu bir gün telafi ettiriyor. Zamanını, koşullarını seçemediğimiz için, bazen epey zorlanabiliyoruz. Deneyimle sabit :)

Yaşamımızı iç güzelliğimizle aydınlattığımız, idrakler ve telafiler-katkılarla parlattığımız nice günler dileğiyle…

8 yorum:

  1. Sanırım ben bu telafi işini farkında olmadan yapıyordum.Birini kırdıysam en çok beş dakika sonra özür dileyip gönlünü alıyordum.Ama geçmişte çok birikmişler var tabii.
    Bugün evi sadeleştirmeye giriştim sayende,dün başlamıştım mutfaktan,ama koca bir böcek çıkınca mecburi mola verdim:) Şimdi devam,önce evi arındırayım,sonra sıra ruhuma gelecek.
    Senin sayende başladı bunlar bilmesende:)
    Teşekkürler tekrar
    Sevgilerimi bırakıyorum

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,
    Vippasanayla ilgili bir yazınız çıkacaktı.
    yayımladınız mı ?
    ben mi atladım ?
    teşekkürler
    ayşe
    ayse_yucel@yahoo.com

    YanıtlaSil
  3. her gun uyaninca okuyup, gun icinde sahada uygulamaya calisip, sonrada yatmadan tekrar okumak ve huzurlu bir sekilde uyumak...yazilarina kavustugum icin cok mutluyum..sadelesmeye devam..once evden basladim, kitaplar, mutfaktaki fazlaliklar, makyaj malzemeleri.. takilar..simdilerde az konusup cok dinler oldum.. bazen sadece seyir halinde buluyorum kendimi..
    Farkettigim baska bir durum, olumluda olsa arkadan konusma aliskanliginin oldugu, kendimi bu durumda yakaliyorum... sonra farkedip pozitif enerjiye ceviriyorum.. iliskilerde veya kendi zihin durumumda dusuncemin ve soylemimin sevgi olmasina dikkat ediyorum... butun bu hallerle ugrasirken, bu yazdigin paylasimlari okumak bbenim icin cok faydali ve ogretici oluyor..
    tesekkur ediyorum..
    duygu

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Belgin,

    Birinin yaşamına katkıda bulunmaktan daha güzel ne olabilir. Sen de yazıları yaşamına uyguladığını yazmakla benim yaşamıma katkıda bulundun. Çok teşekkür ederim. Çok sevindim, beslendim...

    Mutfakta çıkan kocaman böceğe bir güldüm. Kimbilir zihnimizde ne böcekler var. İyice bir kıyı bucak bahar temizliği ne güzel oluyor, değil mi? Kolaylıklar gelsin...

    Önce ev, sonra ruh demişsin. İkisini birlikte yapmaya ne dersin? Evi arındırırken, "ruhumu da arındırmaya niyet ediyorum, bu süreçte farkındalığımı artırmaya niyet ediyorum." diyebilirsin belki. Ve biriktirdiklerinden öğrenmeyi seçebilirsin. Nelere tutunmuşsun? Hangi düşünceyle bunları tutmuşsun? Aynı düşüncelerle tuttuğun başka neler var yaşamında?
    Demek istediğim basit gibi gördüğümüz çekmece temizliği bile bir farkındalık yolculuğuna dönüşebilir... Yolun açık olsun, bizimle paylaşmaya devam et lütfen... Yorumları okumak büyük keyif...

    Sevgili Ayşe
    Vipassana merkezlerine ilişkin yazıyı senin özeline göndermiştim, belki eline geçmedi. Önümüzdeki hafta blogda yayınlarım. Sevgiler

    Sevgili Duygu
    Yazdıkların içimi coşturdu, çok mutlu oldum. Kendi farkındalığımı artırırken, başkalarının yaşamına katkıda bulunmak yaşamımın merkezinde, kendimi bildim bileli hep de öyle oldu. Çoğu zaman geribildirim alamadan, yoluma devam ediyorum. Katkı oluyor mu olmuyor mu bilemeden, içimden geleni sabırla, inançla izlemeye devam ediyorum. Ama bir de böyle teyitler gelince, keyfime diyecek yok. Kendi yolculuğuma azık ekleniyor sanki. Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. ...aaaa, ne guzel, yorumlar bana surpriz oldu..benim icin cook ogretici..devamli yeni bir seyler ogreniyorum, yada pekistirici teyit oluyor..
    tesekkur ediyorum..
    iyiki varsin ve varligini paylasiyorsun..yoksa nereden haberimiz olacak..:))

    YanıtlaSil
  6. Aynen dediğini yaptım Hale,atamadığım eşyayı elime alıp oturdum öylece,sorular sordum kendime,neden bağlıyım bu kadar diye,ve o duyguya teşekkür edip vedalaştıktan sonra attım.
    Böceğe gelince,3 gün sonra çıktı tekrar ortaya,bizde hiç bir canlıya zarar verilmez,böcekler için bir kavanozumuz var cam,onu kapatıyoruz üstüne,sonra da bahçeye salınıyor:)))
    Başkalarını bilmem,ama benim hayatımda yazılarınla büyük değişiklikler yarattığnı bilmeni isterim. Mesela,farkındalık halim o kadar yoğundu ki, sigara içerken o dumanın boğazımdan geçip ciğerime gittiğini hissettim,ve sigarayı bıraktım. Çevrem şokta,çünkü by-pass ameliyatı sonrasında bile bırakamamıştım ben,öyle tiryakiydim:)
    Teşekkürler yaşamıma kattıklarına,sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Belgin
    Yorumlarını bekler oldum :)) Ben de birkaç haftadır köşe bucak bahar temizliği/sadeleşmesindeyim. Her ay birkaç saat yapıyorum ama mevsim dönümlerinde iyice bir evi hallaç pamuğu gibi atıyorum. Senin heyecanın, gayretin bana da ulaşıyor, keyfime keyif katılıyor, daha bir hevesle kolları sıvıyorum. Çok teşekkürler.

    Seni sigarayı bırakmaya götüren güçlü farkındalığın beni nasıl coşturdu anlatamam. Elbette nice hazırlık vardır arkasında ancak demek yazılar ateşi yakmak için kıvılcım görevi de görebiliyor. Çok mutlu oldum.

    Sigarayı bırakmak kendi başına harika bir şey. Ancak günlük yaşamın içinde bu güçlü farkındalık düzeyini yakalamak muhteşem. Can-ı gönülden farkındalık yolunda yolunun açık olmasını diliyorum. Yeni keşiflerini, maceralarını okumayı hevesle bekliyorum...

    Küçük bir not: Böcek seni sarsmış anlaşılan. Böceği gördüğünde iç aleminde ne olmuştu acaba? Böcek sana kendinle ilgili ne gösterdi? Kendinle ilgili ne keşfettin? Yaşamında bakman, değiştirmen uygun olan bir yer var mı? Cevapları duymak için sormuyorum, yazmasan olur. Belki keşif yolculuğunda bir katkısı olur diye yazıyorum. Sevgiyle

    YanıtlaSil
  8. Hımmm,böceği gördüğümde ne olmuştu? Düşünmek lazım,ama aslında bende bu küçük hayvanlara karşı fobi var,öyle korkuyorum ki kekelemeye başlıyorum.Özellikle örümcek,Bodrumda da böcekler pek öyle minik değiller:) Alışık ta değilim,bütün gün titriyorum görünce,şu an bile hatırlayınca titreme geldi:)
    Sigarasız yaşam bir harika,sayende:)

    YanıtlaSil