Dün vipassana hocası Sharda’nın bir konuşmasından bende kalanları paylaşıyordum. Zihinin berraklığının önündeki perdelere bakıyorduk.
Bu perdelerden biri de istemeyen/iten zihin hali:
Kızgınlık, nefret, korku, sıkıntı, deneyimimizi yargılama, suçlama, rahatsız olma bu zihin halinin örnekleri.
Yaşadığımız deneyimden hoşlanmıyoruz ve gitmesini, bitmesini, değişmesini istiyoruz. Bu deneyime kalbimizi kapatıyoruz. Daralıyoruz, geriliyoruz. Kaslarımız da geriliyor. Bu deneyimden kaçmaya, uzaklaşmaya, deneyimi itmeye çalışıyoruz.
Sharda, “Böyle durumlarda kendinize sorun:” diyor,
“Burada ne oluyor?”
“Gerçekten neye kızıyorum?”
“Gerçekten neden nefret ediyorum?”
Sharda, “Dikkat edelim” diyor, “Bu hali kişiselleştirdik mi, ona güç veriyoruz, onu neredeyse sabitleştiriyoruz”
Kızgınlık bir tarafa, kızgınlık duyduğumuz için bile kendimize kızabiliriz, utanç duyabiliriz. Hatta orada yokmuş gibi davranmaya çalışabiliriz. Oysa açık bir kalp ile bu zihin halinin, bu duyguların yanında durabilmek çok önemli. Aksi halde değişmek nasıl mümkün olabilir.
Sharda’dan bu zihin hali için panzehirler:
1. Etiketleyin, adını söyleyin, tanımlayın. Bu duyguları, enerjiyi hem bedeninizde, hem zihninizde hissedin, iyice dikkatinizi bu hislere verin. Tanımlamaya ve tanımaya çalışın.
2. Ses tonunu değiştirmeye çalışın. Karşınızdakine de konuşuyor olsanız, kendinize de, sert, eleştiren tondan daha nazik ve şefkatli bir ses tonuna geçip geçemeyeceğinize bir bakın. Sertliği fark ettiğinizde, durun, kızgınlığı/ nefreti/ hoşnutsuzluğu kesin ve kendinize en derin özlemimiz olan mutlu olma isteğini hatırlatın: “Nezaketle, şefkatle konuşulmayı hak ediyorum. Mutlu olmayı hak ediyorum.”
3. Eğer zihin itme, istememe haline kayıyorsa, bilinçli bir şekilde güzelliklere yönlendirin. Kalbinizi açacak şeyler yapın, böyle yerlere gidin, güzelliklere odaklanmaya gayret edin.
Devamı: Diğer zor zihin halleri
Bu perdelerden biri de istemeyen/iten zihin hali:
Kızgınlık, nefret, korku, sıkıntı, deneyimimizi yargılama, suçlama, rahatsız olma bu zihin halinin örnekleri.
Yaşadığımız deneyimden hoşlanmıyoruz ve gitmesini, bitmesini, değişmesini istiyoruz. Bu deneyime kalbimizi kapatıyoruz. Daralıyoruz, geriliyoruz. Kaslarımız da geriliyor. Bu deneyimden kaçmaya, uzaklaşmaya, deneyimi itmeye çalışıyoruz.
Sharda, “Böyle durumlarda kendinize sorun:” diyor,
“Burada ne oluyor?”
“Gerçekten neye kızıyorum?”
“Gerçekten neden nefret ediyorum?”
Sharda, “Dikkat edelim” diyor, “Bu hali kişiselleştirdik mi, ona güç veriyoruz, onu neredeyse sabitleştiriyoruz”
Kızgınlık bir tarafa, kızgınlık duyduğumuz için bile kendimize kızabiliriz, utanç duyabiliriz. Hatta orada yokmuş gibi davranmaya çalışabiliriz. Oysa açık bir kalp ile bu zihin halinin, bu duyguların yanında durabilmek çok önemli. Aksi halde değişmek nasıl mümkün olabilir.
Sharda’dan bu zihin hali için panzehirler:
1. Etiketleyin, adını söyleyin, tanımlayın. Bu duyguları, enerjiyi hem bedeninizde, hem zihninizde hissedin, iyice dikkatinizi bu hislere verin. Tanımlamaya ve tanımaya çalışın.
2. Ses tonunu değiştirmeye çalışın. Karşınızdakine de konuşuyor olsanız, kendinize de, sert, eleştiren tondan daha nazik ve şefkatli bir ses tonuna geçip geçemeyeceğinize bir bakın. Sertliği fark ettiğinizde, durun, kızgınlığı/ nefreti/ hoşnutsuzluğu kesin ve kendinize en derin özlemimiz olan mutlu olma isteğini hatırlatın: “Nezaketle, şefkatle konuşulmayı hak ediyorum. Mutlu olmayı hak ediyorum.”
3. Eğer zihin itme, istememe haline kayıyorsa, bilinçli bir şekilde güzelliklere yönlendirin. Kalbinizi açacak şeyler yapın, böyle yerlere gidin, güzelliklere odaklanmaya gayret edin.
Devamı: Diğer zor zihin halleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder