29 Ocak 2009 Perşembe

Bekçinin Sorusu

Fotoğraf: Nightcrawl, http://www.flickr.com/photos/nightcrawl/2275265234/


Yaşadığımız an'da etrafımıza baktığımızda kendi iç alemimize ilişkin pek çok yansıma bulmak mümkün... Hoşumuza gitse de, gitmese de... "Hayır, böyle bir tatsızlık, böyle bir düşüncesizlik, böyle bir hainlik benim içimde yok" diyebiliriz ve ancak kendimizi kandırırız ta ki yaşam bizi bu temaya bakmaya iyice mecbur bırakana kadar... Belki bizdeki parça karşımızda gördüğümüz kadar devasa değildir, ancak iyice bir kolaçan etmekte fayda var içimizi... Arkadaşlarımdan biri kendine küçük bir not defteri aldı, çevresinde gördüğü, içini huzursuz eden herşeyi not alıyor ve fırsat bulduğunda bunları iç dünyasında arındırmak için çalışıyor...

Christina Feldman bilindik bir hikaye ile bu durumu anlatıyor kitaplarından birinde:

"Kendi kişisel hikayemizin kökleri evrensel hikayenin içindedir, fakat ayrı ayrı hepimiz bunu deneyimlemenin farklı yollarını hikayemize katarız. Her an'a geçmiş anılarımızı, umutlarımızı, korkularımızı ve tercihlerimizi getiririz, ve dünya da zihnimiz ne haldeyse bunu aynen bize yansıtır.

Bir seyyah yeni bir şehrin kapısına gelmiş ve kapıdaki bekçiye, "Burada nasıl insanlar yaşıyor?" diye sormuş. Bekçi soruyu başka bir soruyla yanıtlamış, "Senin geldiğin yerde nasıl insanlar yaşardı?" Seyyah, "Çoğu geçimsiz, huysuz, açgözlü ve bencillerdi." demiş. Bekçi yanıtlamış, "Buradaki insanları da aynı bulacağını tahmin ederim." Bir süre sonra, başka bir seyyah bekçiyle karşılaşmış ve aynı soruyu sormuş. Bekçi yine soruyla yanıtlamış, "Son ziyaret ettiğin şehirde yaşayanları nasıl buldun?" Seyyah heyecanla, "Çok sıcak ve misafirperverlerdi, gerçekten çok iyi bir gruptu." Bekçi cevap vermiş, "Buradaki insanları da aynı bulacağını tahmin ederim."

Buda derki, "Gözlerimizde karışıklık tozları taşıyoruz." (We carry in our eyes the dust of entanglement. Bu karışıklık geçmişe ilişkin öfke, korku, kalıplardan gelmektedir ki bunlar şimdiki an'daki görüşümüzü bulandırmakta, çarpıtmaktadır."

( Christina Feldman, Buddhist Practice for Everyday Life, s. 7-8)

Belki bizim de içimizdeki bekçi bize sorar:

Senin bulunduğun yerde nasıl insanlar yaşıyor?


1 yorum:

  1. Bilgisayarın başına kardeşime duyduğum öfkeden bir nebze kaçmak için oturmuştum. Yazdığınız şeye bakın şimdi, alacağınız olsun :))

    YanıtlaSil