14 Aralık 2007 Cuma

Adım Atmak İstiyorum- 3

10. Yürekten iletişimin güzel bir egzersizi vardır: (Şiddetsiz İletişim, Marshall Rosenberg, Sistem Yayıncılık, sayfa 168)

1. adım: Yapmalıyım diye düşündüklerinizin bir listesini yapın. İstemediğiniz ama başka seçeneğiniz olmadığını düşündüğünüz için yaptığınız her türlü etkinliği yazın.

2. adım: Bunları yapmak zorunda olduğunuz için değil de, öyle tercih ettiğiniz için yaptığınızı kabul edin ve her maddenin arkasına “… tercih ediyorum, çünkü … istiyorum. diye cümleyi tekrar yazın ve o tercihinizin gerisindeki niyeti açığa çıkarın. Yaptığınız her seçimde, onun hizmet ettiği, karşılamaya çalıştığınız ihtiyacı fark edin.

3. adım: Bu ihtiyacı karşılamanın başka bir yolu var mı diye yaratıcı yollar araştırabiliriz. Ya da niyetin güzelliğini görüp, tutumumuzu değiştirebiliriz.

Marshall çoğunlukla para için, onay almak için, sevgiyi satın almak için, cezadan kaçınmak için, görev bilinciyle hareket ettiğimizi söylüyor. Biri de suçluluk duymaktan kaçınmak için:
“Bazen ‘Eğer bunu yapmazsam insanları hayal kırıklığına uğratırım’ diye düşünebiliriz. Sonunda başkalarının bizden beklentilerini gerçekleştiremediğimiz için suçluluk duymaktan korkarız. Bir şeyi suçluluktan kaçınmak uğruna, başkaları için yapmakla başka insanların mutluluğuna, esenliğine katkıda bulunma ihtiyacı bilinciyle yapmak arasında dağlar kadar fark vardır. Birincisi sıkıntı dolu bir dünyayken, ikincisi oyunla doludur.” (s.172-173)
Marsall diyor ki, “keyif olmayan, oyun olmayan bir şey yapmayın”

Ne diyorsunuz?

Bir örnek vereyim:
Her hafta annemle babama uğramalıyım.
Her hafta annemle babama uğramayı seçiyorum, çünkü onlarla bağlantıda olmayı, yaşamlarına katkıda bulunmayı, paylaşmayı, sıcaklık, içtenlik hissetmeyi istiyorum.
Böyle bakınca, görev bilinci yerini bir kutlamaya bırakıyor benim için.

Başka bir örnek:
İnternet mesajlarını hemen cevaplamalıyım. (Hımmm, bu egzersiz benim için epey açıcı olacak, çünkü hala düğümlü bir konu bu)
İnternet mesajlarını hemen cevaplamayı seçiyorum, çünkü yazanların yaşamlarına katkıda bulunmayı, her günün işi kendine göre olduğu için, mesajların birikip, dinlenme zamanımdan almamasını sağlamayı, yani dinlenme zamanımı korumayı, ertelenmiş işlerin yükünü bilinçaltında da zihin taşıdığı için, zihnin huzuruna katkıda bulunmayı istiyorum. Burada biraz suçluluk hissinden kaçma isteği de gördüm.

Bu niyetleri görünce, içim bir ferahladı. Eli maşalı birinin emirlerinden ziyade, güzel niyetleri olan, iyiliğimi isteyen birinin önerileri gibi oldu.
Öncelikle bu niyetleri bir kağıda yazıp, bilgisayara yapıştırmak, yani niyetlerimi kendime hatırlatmak fikri iyi geldi. (Hemen yaptım tabii, Outlook not kağıdına yazdım.)
Birikmiş, cevap ya da okunmayı bekleyen bir çok mesaj var şu an. 24 Aralık tarihine kadar bunları eritmek için, dinlenme saatlerimi de gözeterek program yapayım.
Sonrasında da durumu yeniden değerlendirip, gerekiyorsa, keyifle mesajları yanıtlayabilmek için yeni stratejiler arayayım.

Bu yol haritası içime iyi geldi, bu yazının başındaki düğüm hissi, yerini keşif heyecanı ve akış coşkusuna bıraktı…
devamı var :)

2 yorum:

  1. seyir defterinden kendimi seyrediyorum oh ne guzel:) senin rehberliginde yine guzel kesifler yapiyorum, sansli hissediyorum kendimi...

    YanıtlaSil
  2. Gokçecim

    Harika ifade etmişsin: "seyir defterinden kendimi seyrediyorum". Bayıldım, bayıldım... Birbirimizin gönül aynasında seyrediyoruz kendimizi... Keyfe bak...
    Sevgiyle

    YanıtlaSil