11 Nisan 2008 Cuma

Bugün ve Bugün- Özdemir Asaf

Michelle- www.flickr.com



Bugün Ve Bugün

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.

Özdemir Asaf



Bazen "Aman yaşamı dolu dolu yaşayalım, ölüm diye bir şey var" dediğimde, "Aaaa, çok gençsin, hiç yakışmıyor bu sözler sana" diyorlar. Ancak ölümü hatırlamak, yaşamda neyin önemli olduğuna bakmamıza ve ona ağırlık ve öncelik vermemize yardımcı olmuyor mu?

Mesela bir bahar daha geldi. Kaçımız kelebek gördü? Karıncalar topraktan çıktı, gördük mü? İstanbul'da benim yaşadığım bölgede leylaklar açtı. Mor salkımların eli kulağında. Erguvanların bir kısmı da açtı. Erikler çiçeklerini döktü, yaprak içinde. Elmalar gelin gibi hala... Bu yıl baharı dolu dolu yaşıyor muyuz? Bir bahar daha görüp görmeyeceğimizi bilmediğimizi hatırlasaydık, acaba daha bir hevesle çiçeklere bakar mıydık? Nice baharlar görelim tabii (Allah gecinden versin derler) ama elimizde olanın da keyfini çıkaralım. Baharı, doğayı dinleyelim, belki bize yaşamla ilgili pek çok ders anlatabilirler.

Son iki üç haftadır çevremdeki nice insan çok halsiz, enerjisiz, kiminin morali bozuk. Enerjimiz düştüğünde de çok tahammülsüz oluyoruz, canımız hiç bir şey yapmak istemiyor, kuşkular, korkular hücum ediveriyor zihnimize. Böyle hissediyorsak, soralım "beni ne besliyor?" Mesela beni doğa müthiş besliyor. Geçenlerde baktım içimde bir tükenmişlik hissi, bir arkadaşımla yapmamız gereken işleri de yanımıza aldık, Burgazada'ya gittik. Epey serin. Bir kahvede oturup, işlerimizi yaptık. Arada da bir saat kadar yürüdük. Yunuslar gördük. Derin derin nefes aldık, içimiz yıkandı. Sonra hızımı alamadım tabii, birkaç gün sonra başka dostlarla yine gittim. Oturduğum yerin yakınlarında da çok güzel bir koru var. İki günde bir de oraya gidip, gelişmeleri izliyorum :)) Sanki şarj oluyorum. Güzellikler içimi arındırıyor.

Bu yazıyı bilerek cuma gününe sakladım. Eğer bu gün okuyorsanız, bu haftasonunda ağaçları, kuşları, çiçekleri ziyarete ne dersiniz? Ancak zihnimizle bir anlaşma yapmalı öncesinde, malum çok konuşuyor, onun gevezelikleriyle güzellikleri kaçırmayalım. Belki yanımıza bir ağaçları tanıma, kuşları tanıma kitabı da almalı. Çocuklar gibi "Bu ne, bu ne?" diye merakla etrafa bakmalı...

Ve soralım kendimize: Yarın olmasa, hemen yapacağım ne var?








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder