18 Şubat 2009 Çarşamba

Yola Işık Tutan Sözler: Anlamak

wxmom, http://www.flickr.com/photos/wxmom/1359996991/


Yürekten yazdığı kitabıyla (Snow in Summer) yolumu açan Sayadaw Jotika şöyle diyor:

"Anlama (idrak); anlamak için acelesi olmayan insanlara gelir.

Anlama bir meyve ağacı gibidir, olgunlaşması için zaman gerekir. Ağacı meyve vermesi için zorlayamazsınız.

Anlama önce gelir; değişme, gelişme ardından kendiliğinden gelir.

Önce şu anda olan ne ise ona bakmaya istekli olun. Önce olanın doğasını görün."

İdrak yaşadığımızda, yaşamın seyri değişebiliyor gibi geliyor bana. Sanki mucize olmuş gibi bir anda akış yön değiştirebiliyor. Ancak bunun için Sayadaw Jotika ne diyor: "Önce şu anda olana bakmaya istekli olun", direnmeyin, itmeye, yok saymaya çalışmayın. Durup, bir bakın, ne oluyor...

Son günlerde olanlara bakmaya gidiyorum, o yüzden bugünlük bu kadar... :))

3 yorum:

  1. Her şey için acele eden ben nihayet bu küçük sırrı anladığımda, hayata bakış açım esaslı bir şekilde değişti.

    YanıtlaSil
  2. Bakış açının nasıl değiştiğine ve yaşamını nasıl etkilediğine ilişkin paylaşabileceğin örneğin var mı Başakcım?

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Hale; anlatacağım çok şey vardır bu konuda:) Tek bir olaydansa, "sonuca nihayette etki eden ve ben gerekli dersi alana kadar tekrar eden çeşitli olaylar silsilesi vardı" diye genel bir özet sunmak isterim. Klasik olacak ama olan tam da bu...Hem olumlu hem de olumsuz olaylar. Yani yaşamın doğal akışı ile işbirliği yaptığımda harika sürprizlerle donandı hayatım. Ne zaman blinçsiz de olsa şiddetle direnç gösterdim bazı şeylere, o zaman da iç sıkıntılı, huzursuz günler geçirdim. Neyseki huzursuzluğu istemediğimi, bundan beslenmediğimi biliyordum. bilsem de idrakte sorunum olmalıydı, yoksa davet etmezdim pek çok garip huuzrsuzluk klamini:) Uzunca bir süre nerelerde direnç gösterdiğimi düşündüm, kendimi yakalamaya başladım bu davranışları sergilerken ya da bu tür davranışlara maruz kaldığımda. Buralarda hep ters giden işler, canımı acıtan insanlar ve haberler, bana hiç bir faydası olmadığı halde içimde ve hayatımda tutmaya devam ettiğim düşünceler, alışkanlıklar, insanlar vardı.Bir de bazı durumlarda aradaki olgunlaşma-demlenme süresini hiç dikkate almaksızın, bir an önce sonuç almak isteyen ve bu sonucu zorla oldurmaya çalışan sabırsızlığım. Sabırsızlıkta beni dirençli yapıyordu bazı konularda sanki...

    İlk önce farkettim durumu, "ya bir dakika bu işte bir terslik var" diye, sonra ve defalarca deneme ve uğraşla (kendim için verdiğim en anlamlı emek oldu) benim hayrıma hizmet etmeyen tüm bu şeylerden kendimi bir adım geri çektim. Oyun alanının dışına yani. Geri çektiğimde bakış açım genişledi sanki ve daha önceki pozisyonda görmediğim pek çok detay daha görmeye başladım. Mesela benim olanlara katkım, zamanında hatalı ekilmiş tohumun başka türlü çiçek açmasını beklemem, yanılsamalarım, haklı çıkma isteği, durumu gün gibi ortada olan insanları ve olayları işime gelmediği için gerçekten oldukları gibi görmemiş olmak vs.

    Bu şekilde bir idrak sürecine girdim, bu uzun bir süreç oldu. Çünkü dönüşüm tamamlanmadan atacağım bazı adımlarda eskinin alışkanlıklarını tekrar edebilirdim. Oturmasını istediğim ve bana iyi gelecek yeni kalıbın yerini iyice bellemesi gerekiyordu, daha kökleri iyice sağlamlaşmamış gibi geliyordu bana. Bunun olmaması için, belli bir süre kendimi "askıya aldım (bu ifadeyi de Guy Finley'in kitabında okudum, tam da böyle bir önerisi olmuştu: eskinin iyi gelmeyen olumsuz kalıplarını tekrarlamamak için arada kendini bilinçli olarak askıya almaktan bahsediyordu).
    Bir zaman sonra daha önce hiç farketmeden "otomatik" olarak yaptığım, sonra da uzunca bir süre farketsem de yapma-yapmama konusunda kendimle mücadele verdiğim bu kalıpları çabasız bir şekilde tekrarlamamaya başladım. Zaman aldı ama oldu, çok emek verdiğimi bilmekle birlikte, şimdi nasıl olduğunu daha detaylı anlatamıyorum. Çünkü o kadar doğal geliyor bana artık:)))

    YanıtlaSil