28 Kasım 2008 Cuma

Kervan Yolculuğu Ara Değerlendirme :)))

Kaç gündür yazı yazmaya oturamıyorum. Oysa ocakta kaç tencere dolu, kaç yazı pişiyor... Gün içinde minicik notlar alıp duruyorum.
Bugün yine zaman olmayacak gibi görünüyor. Madem şu an'ın gerçeği bu, bu gerçeğe uygun bir dans da vardır mutlaka... 15 dakikalık bir dans...

Hımm, bakalım...

Tamam şimdi buldum :)) Dansı beraber yapalım...

Birlikte yolda olmaktan büyük sevinç duyduğum Brajeshwari, Çağla, Duygu, Seda, Tijen, Zahide, Kemal, Hale T., Banu, Ayşe, Ebru, Nurten, Ayşegül, Sija, Marie Helene, Deniz, İren, Tugay, Lale ve sessizce izleyenler ne haldesiniz?

Nasıl gidiyor yolculuk? Azıklar yetişti mi? Yorulan var mı? Hafifleyen var mı? Koruduğu yara görülüp, kapanınca dikenlerinin birkaçı yok olan var mı? İyi dileklerde bulunurken, yeni keşifler var mı? Kendini şaşırtmaya devam eden var mı? Yüreğinin genişlediğini hisseden var mı? Yeni farkındalıklar, içgörüler, idrakler yaşayan var mı? Ara ara da olsa sevginin yaşama geçmiş hali olan var mı? Bir ihtiyacı olan var mı? Yolculuğun daha da kıymetli olması için önerisi olan var mı? Peki ya bugün kaçıncı gün bilen var mı?

Dünyada bunca şiddet sürerken, sabırla, sükunetle bir bir dikenlerimizi fark etmemiz, şifalandırmamız ve sevginin yaşama geçmiş hali olmamız dileğiyle...


Not: CNN'i izlerken, Hindistan'daki olayı çıktığından hemen sonra haber aldım. Mumbai'de 3 ay geçirdiğim ve orada yaşayanlardan tanıdıklarım olduğu için belki de, dikkatle izliyorum. Orada yaşayan Hintli bir tanıdığıma yazdım hemen, bu sabah cevap gelmiş. Derin bir korku, çaresizlik ve kızgınlık geliyor ki mesajının satır aralarından. Bugün içimizden gelirse, Hindistan'a, bu olayları düzenleyenlere ayrıca iyi dileklerde bulunalım- gerçeği görebilsinler, kalpleri sevgiyle dolsun, yaşama söylemek istediklerini bilgelikle, şefkatle, hiç bir varlığa zarar vermeden ifade edebilsinler. Gandhi'nin ektiği tohumların çoğalması, kuvvetlenmesi dileğiyle...

Not 2: Bir de Zimbabwe'de tatsız olaylar varmış. Dileklerde orayı da ayrıca araya sıkıştırırız belki...

7 yorum:

  1. Beraber dans ediyoruz.. Kalbim hindistan'da..
    Bugun on besinci gun..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Hale;

    Adile teyze gibi :)teker teker adımızla seslenince bizim de ekran başına dönmemiz gerekti kuzucuklar olarak:).

    Acıkcası, ben bu kervanı hala yakalayamadım galiba, koşturmacalar arasında 'evrenin bütününün iyiliğine' dilekleri yolluyorum ama bu sabah 'önce kendime önce kendime' demeye başladım. Bir önceki kervanın bireysel boyutta çözemedikleri mi, yoksa bütünün bene yansıması mı, yoksa durup kendime bakmanın gerekliliği mi, herhalde hepsi. Kendimin yanında oturmaya da fırsat yaratamıyorum bu günlerde, ama yine de 'bütün için iyi dileklerde bulunmak' eylemini şu ya da bu şekilde gündelik hayatıma yansıtmaya çalışıyorum. Bu dileği telaş içinde de olsa gönderdiğimde, tortusunun aklımda kaldığını, ve gündelik olayları çözümlerken yol gösterici olduğunu farkediyorum.

    Evren bizlere ilginç öğretmenler gönderiyor, bu günlerde benim de epeyce fazla öğretmenim oldu. Her birinden teker teker derslerimi dikkatle çıkarmaya çalışıyorum. Geçmişte gündelik kargaşa, cehalet diye yorumlayacağım, oturup şikayet edeceğim bazı durumları serinkanlılıkla, ve olabildiğince farkındalıkla izlerken kendimden duyduğum memnuniyetim, havlu atma isyan etme kalıplarına girdiğimde, yani farkındalığımı yitirdiğimde diken olup hem bana hem çevreme batıyor. Ve ben bu günlerde nedense her iki durumun arasında gidip gidip geliyorum.

    Kargaşaya yakıt vermemek konusunda öğrenmem gereken bir ders var, kalıbını yakalamak üzereyim. Geliştirebildiğim becerileri yaşantımdaki boyutlardan birinde uygulayabilirken, diğerinde uygulayamadığımı görünce davranış kalıbımın Rahmetli Suavi Süalp'in 'Gündüz insan gece hırt' modeline oturduğunu farkettim. Yazarken gülüyorum ama durumun trajikomik olduğunu da paylaşmak istiyorum.

    Bütün bu gel-gitler arasında, kervanın da arkasından yetişmeye çalışırken, sevgili dostlar, ben gündelik hayatta etkileşmek durumunda olduğum yakın çevremi hedef aldım, daha uzağa şimdilik cephanem yetmiyor gibi. Kendimi bir yakalarsam (galiba benden habersiz o da kervanda) evrenin, bütünün hayrına-iyiliğine yönelik dileklerimi yollayabildiğim kadar geniş bir daireye yollayabileceğim.

    Zeki Alasya'nın bir parodisinde dediği gibi 'bilmem anlatamayabildim mi?'

    Sevgiyle kalın;

    Deniz

    YanıtlaSil
  3. :)
    Adile teyze kuzucukları gibi olduk gerçekten...

    Bu yürüyüşte bütünü etkilerken, içimizi de temizlemeye başladık belki bir şekilde.. Bu süreçte, içimizdekilerde havalanır oldu. Halı altına attıklarımız, çıkmaya başladı.En azından benim öyle.. Ben kendi pervanelerimi yavaşlatıp, düşüncemde algımdaki tıkanıklar ve yeni farkındalıklara çalışmakta olduğum bir dönem geçiriyorum. Yeni yılın gelişiyle, belki de temizlenme diyorum bunun adına.. Ama şunu da biliyorum ki, herşey önce bizden başlıyor.Biz içimizdeki aynaları doğru tutmadıkça, ne bütüne ne de dünyaya hayrımız geçer.. Yolun büyüsü belki de bu.. Yol önce bize vardırıyor kendini... Yorgun değilim, hala adımlıyorum. İçimdeki her değişim, aslında dışımda da var oluyor, biliyorum.
    Bütünün hayrına ve iyiliğine, önce kendime, aynama bakıp, yol alıyorum sevgili Hale...

    Kervanın diğer yolcularına selam olsun...

    YanıtlaSil
  4. ben dersimi alamıyorum bir türlü, gün geçtikçe ağırlaşıyor herşey..

    YanıtlaSil
  5. iyi ki varsınız hepiniz
    ben de kendi hesabıma bütüne yetişemiyorum ama çabaladıkça görüyorum ki, kendime dönük farkındalığım artıyor. kime niyet kime kısmet demeyeceğim. aslında gerçekten de herşey önce içimizde gelişiyor, sonra yayılıyor sanırım.
    tuğba

    YanıtlaSil
  6. Hahhaaaha ne komik oldu.
    Daha once bir yorum yazdim ama yorumum bile gitmedi.

    Iliskilerdeki problemlerimi fark etmistim ve onun icin bir yorum yazmistim.
    Bakalim bunu gondermeme izin var mi?

    Farkindaligim aile fertlerimden birinin baskilarini arttirmasi ile ortaya cikti.

    Turkiyede ve dunyada yasadigimiz da ayni sorun degil mi?

    Ben kendiminkini cozersem corbada tuzum olur belki bir faydam dokunur demistim....

    Haydi bakalim ne guzel.... Kervanimiz hafifliyor. Yuklerimiz azaliyor. Sevgimiz artiyor ve yayiliyor.

    Tesekkur ederim Hale cim senin sayende oluyor butun bunlar.Iyiki varsin.

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Kervan Yolcuları...

    Bu kervanın yürüyüşü diğerinden farklı oldu, en azından benim için. Yürüyorum ama bir şekilde diğer yolcularla bağım kopuyor gibi oldu ara ara. Kimi zaman ne yazı yazabildim, ne yorumlara yorum katabildim. Günlerce blogu açmadığım oldu. Bu kez büyük lokma mı aldık ağzımıza diye düşündüm bir ara :)) Ancak diğer yandan da bir şekilde yürümeyi sürdürüyoruz bazılarımız, belki bir öncü keşif yürüyüşü idi bu. Diğer kervan yürüyüşünde bir yolu süpürüyoruz gibi gelmişti bana. Bunda ise diz boyu, kimi zaman adam boyu karda yürüyoruz gibi geldi. Bilmem sizlerin de hissi böyle mi?

    Deniz'cim, ne alemsin, ne alem. Adile Teyze'nin kuzucukları lafına ne güldüm! Geçmişimizde ne renkli anılar var! Senin muzip ve de gerçekçi anlatımın inan yolu hafifletiyor.

    Brajeshwari, ne güzel anlatmışsın. Tam da niyetimize uygun olmuş yaşadıkların: halı altı temizleme operasyonu :)

    Çiğdemcim, haydi devam, devam... Duymamaya, görmemeye inat ettiğin bir şey mi var(dı) acaba? -Dı diyorum, üzerinden nice zaman geçtiğinden dolayı. Kimbilir köprünün altından ne sular geçmiştir şimdiye kadar.

    Tuğba
    Tüm niyet kendimize yönelik farkındalığımızın artması hakikaten. Farkındalığımız, idrakimiz bol olsun...

    Banu
    O kadar güzel ortaya koymuşsun ki kervanın niyetini bu kadar az cümleyle, bayıldım. Tam da böyle...

    Haydi kervan yolcuları biraz daha gayret, şurada birkaç günümüz daha kaldı...

    YanıtlaSil