20 Ekim 2009 Salı

Tren Yolculukları...

Bu yazı tren yolculuğuyla ilgili oldu. İlgili bir fotograf baktım ama bir tane bile tren fotoğrafı çekmemişim. Elde bir Malatya-Diyarbakır tren yolculuğunda Elazığ'daki Hazar Gölü fotoğrafı var trenden çektiğim. Sabah saatlerinde Hazar Gölü... 5 Ekim 2009

Tam 4 hafta sonra evime döndüm…
Bunca yıl birçok kez seyahatten döndüm, bu seferki bir değişik oldu…
Yeni geldiğim için tam değerlendirip, yorumlayamıyorum ama bir değişiklik var…
Öyle ki havaalanından otobüsle belli bir yere geldim, oradan da taksiyle eve geleceğim… Akşam vakti… Taksici, “Abla, ne tarafa gideceğiz?” diyor, ben tarif edemiyorum, sokağın adını da unutmuşum, belli tarif noktalarını da…
Eve geldim, bazı şeyleri görünce şaşırıyorum, bunları ben mi almıştım diye…
Daha uzun yolculuklarım da oldu ama bu sefer ne olduysa, sanki başka bir ömürde kalmış gibi ev…

Bu yolculuğumun ana nedeni sosyal hizmetler alanına ilişkin bir araştırma idi. Daha önce belki yazmışımdır, neredeyse 15 yıl önce girdiğim ama tez aşamasında yarım bıraktığım yüksek lisansı tamamlamaya karar verdim ansızın. Hikayesi uzun... Yaşamımın ortasına bomba gibi düştü bu karar. Her şey allak bullak. Neden? Çünkü akıllı uslu bir konu seçeceğime, kendi koşullarıma göre biraz büyükçe bir lokma ısırmışım, dilerim toparlayabilirim de katkısı olur alana…

Bu araştırma kapsamında Türkiye’nin yedi bölgesinden iller seçtik ve sırtıma çantayı attığım gibi (babamın her gördüğünde ‘kızım kaç yaşına geldin hala sırt çantasıyla geziyorsun’ sözüne rağmen), yollara düştüm… Hem sevdiğimden, hem dünyanın ekolojik dengesine olumsuz katkıda bulunmamak için, hem de ekonomik avantajı sebebiyle yolculuğun büyük bir kısmını trenle yaptım. Toplamda yolculuk 9 şehre oldu… İstanbul - Diyarbakır arasındakiler trenle...

Bu yolculuğu uzun uzun yazabilecek zamanım olabilecek mi, bilemiyorum. Ama ara ara notlar yazayım istiyorum…

Malum (bundan önceki yazılardan biliyorsunuz) İstanbul’dan sonra ilk durak Konya idi. Yolculuk Meram Ekspres ile… Birkaç kez şeb-i aruza giderken, binmişliğim var... Tren otobüsten uzun sürüyor ancak kuşetli ile seyahat etmekten çok keyif alıyorum. Kompartımanda 4 kişi kalabiliyor. Belli bir saatten sonra yataklar açılıyor, yatay bir şekilde dinlenerek yolculuk devam ediyor. Uyuyan uyuyor... Ben de yolculuğun büyük bölümünde uyuyabilenlerdenim. Ancak yatay olmak bile dinlenmek için yetiyor. Yastık, çarşaf, pike de veriyorlar örtülü kuşetlide. Yine de kalınca bir kazak ya da kalın, uzun bir şal şart. Bazen ansızın soğuyabiliyor.

Trenlerin en sevdiğim yeri, yemekli vagon. Eskiden sigara içiliyordu, epey dumanaltı oluyordu. Şimdi biz sigara içmeyenlerin de keyifle oturabildiği bir mekan oldu. Genellikle masalardan birini ofis haline getiriyorum her seferinde. Bilgisayar açılıyor, kağıtlar yayılıyor. Ne hikmetse yolculuklarda kafam bir başka iyi çalışıyor. Yemek ye, kahve iç, pencereden her daim değişen manzarayı izle- eğer hava hala aydınlıksa… Hatta bu kez ilk defa görüyorum, Ankara-Adana treninde internet bağlantısı da vardı, keyif tam keyif… Ofis tam kapasite çalıştı epey bir süre… Hatta gelip, internetten bir şeyler soranlar da oldu… Hele de trende kahvaltıya bayılıyorum… Sabahın bir saatinde “Kahvaltı servisimiz başlamıştır” diye bağıran bir görevlinin sesiyle uyanıyorsunuz… Kahvaltı saatinde hava aydınlanmış oluyor ve o gün güneş varsa, genellikle çok güzel bir ışık oluyor o saatte… Manzaraya doyum olmuyor… Kimi zaman bozkır, kimi zaman ağaçlı yerler, parkuruna göre… Güzel bir kahvaltı, çay… Of ya, yaşıyorum hissi…

Bir de kompartıman kısmı var. Kadınlar için tek bir kompartıman ayrıldığından bazen 4 kişi birlikte seyahat edilebiliyor. Birçok farklı hayat hikayesi… Başka bir yerde karşılaşmanız zor olan insanlarla tanışma, yaşamlarına tanık olma deneyimi... Önce klasik sorularla başlayan, ama bazen derin sohbetlere uzanan konuşmalar… Farklı yaşam koşullarındaki bilmediğimiz zorluklardan haberdar olma… Tam bir empati geliştirme fırsatı… Farklılıklara saygıyı öğrenme, ayakları yere basma fırsatı… Ne zor hayatlar var dedirten hikayeler, hafifçe bir boynu bükme, kendi yaşamındaki güzellikleri takdir etme, şikayetleri kesme fırsatı… Görüşü perspektife oturtma fırsatı... Dar alanda, kısacık zamanda öğrenme fırsatı… Bazen de tek başına yolculuk… Ankara-Adana öyle oldu mesela… Onun da keyfi ayrı… Tüm kompartıman sana ait... Oh...

Yurdumun çeşit çeşit trenleri varmış… Bunca yıldır trenle seyahat ediyorum ama hiç numarasız trene, posta trenine binmemiştim. Adana- Malatya arasında böyle bir tren işliyormuş. Adana’ya geldiğim trenin şefi, bu yolculuğu yapacağımı duyunca, gündüz gitsen olmaz mı, demişti. Önce bir düşündüm ama bir gün kaybetmek istemediğim için, gece trenine bindim yine de… Şefin bir bildiği varmış… Bu tren alıştığımız trenlerin konforunda değildi. Doğuya gittikçe, trenler de farklılaşıyor mu diye düşündüm ama sonra Malatya- Diyarbakır arasındaki trenin konforunu görünce, öyle olmadığını gördüm. Trene bindim, uygun gördüğüm bir kompartımana girdim. Bu tren genellikle hasat zamanı çalışmak için seyahat eden işçileri ve ailelerini taşırmış. Bu dönemde de fındıkçılar dönüyormuş ama hep kalabalık olan tren kısmetime o gün için oldukça boştu. Koltuklar dökülüyor. Kapılar kapanmıyor. Trenin hareketine göre, kapı açılıyor, kapanıyor, tutturmak mümkün değil. Daha önce binenler iplerle tutturmayı denemişler, iplerin ucunu gördüm. Bende ip yok, bir yemeni çıkardım ama esnediği için işe yaramadı. Trende koyun falan taşınmış herhalde, öyle de bir koku. Olacak elbette, tarım memleketinde bu ihtiyaçlar doğal. Bu koku yüzünden de herhalde pencereler açık. Bordo renkli perdeler uçuşuyor. Loş da bir ışık. Hafif bir korku treni havası var :) Tabii, serde tuhaf bir cesaret var ya, tek kadın yolculuk etmek için en uygun tren değil bu anlaşılan, anladım. Koridordan geçenlerin, kapının önünde duranların, içeri bakanların önü ardı kesilmiyor. Kondüktörün gayretiyle, uyarılarıyla yolculuk devam ediyor. Uyumak ne mümkün. Hele kondüktörün portakal verirlerse, yiyecek, içecek bir şey verirlerse, alma sakın diye uyarısıyla gözlerim oldu bir fal taşı. Benimle dalga mı geçiyordu, gerçek mi söylüyordu, bilemem. Ancak işin acıklı tarafı, sabahın 5’ine kadar uyanık kalma gayretlerimin –tam trenden inerken, tüm diğer kompartımanların boş olduğunu görerek- aslında boşa olduğunu fark etmem oldu. Meğer millet bir bir inmiş diğer istasyonlarda… :) Uykusuz kaldım ama bu trenle seyahat etmek durumunda olan nice insan da uykusuz kalıyor, koşullarla zorlanıyor herhalde. Bu ve bunun gibi trenlerin koşullarının iyileştirilmesini ümit ediyorum, diliyorum. Bazen koşullar iyileşince, insanların özeni de artıyor… Koşullar insan davranışlarını belirleyebiliyor… Bu dileği duyan olur mu acaba...

Malatya- Diyarbakır arasında ise, bir ekspres trene bindim yine gece yarısı. Aslında planıma göre o posta trenine binecektim yine, sabah 5te. Geldiğim trene yani. Ama bir yol göstermeyle, makas değişti… Malatya’da tam istasyonun yanında TCDD’nin misafirhanesi (0422 212 48 00) var. Çok basit koşullarda bir konaklama sağlıyor ama epey de ucuz. Son gece orada kalayım da, sabaha karşı trene binmem kolay olur diye düşündüm. Resepsiyondaki görevli çok yardımcı oldu. Bir kere beni ekspres trenle gitmeye ikna etti ki, gerçekten de trende çok rahat ettim. Kuşetli vagonu da varmış. Uyuyarak yolculuk yaptım. Üstelik tren İstanbul’dan geldiği için, gecikebiliyormuş. Bana “Siz uyuyun, tren gelince, sizi uyandırırım, tren burada 30 dakika duruyor” dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu, sayesinde üç saat daha fazla uyudum. Bir de beni asansörsüz binada üçüncü kata koymuş, kendi de beni uyandırmak için o kadar katı tırmandı gecenin bir yarısı. Hatta gelip, beni kondüktörlere de emanet etti… Yurdumun insanı… Yaşamın hediyeleri…

Çok yıllar önce bir interrail deneyimim var Avrupa'da... Pek de komik anılarımın olduğu... Döndüğümde ülkemin toprağını öpmek isteyecek kadar yorulmuş olduğum... Bir daha da hiç öyle bir yolculuğa çıkmadığım... Ancak ara ara Türkiye için düşünürdüm, trenle gezsem diye... Bu seferki turistik bir gezi olamadı ama pek de güzel bir fikir olabilir... Özellikle de genç insanlar için... Ekonomik olarak da öyle aman aman bir masraf değil... Posta treni, Adana-Malatya arası 10 liraydı mesela, Malatya- Diyarbakır arası ekspres trende kuşetli bilet ise 12 lira... Diğerlerinde kuşetli bilet 30-35 lira civarında... Bir de 1 aylık biletler var, bir ay sınırsız gezilebilen, ücretine bakmak lazım... http://www.tcdd.gov.tr/


Farklı coğrafyaları kısa bir zaman içinde görmek çok değişik bir farkındalık sağlıyor, zenginlikleri, farklılıkları, çeşitliliği görüp, değerini bilmeyi sağlayabiliyor... Ayrıca farklı yaşam koşullarını deneyimlemek bazen pek de yerli olmayan bir şekilde kalkmış burnumuzu yerine indirebiliyor... Hele de küçük bir grupla yola çıkılsa, tam keyif... Bak eve yeni geldim, hala gözüm dışarıda... İflah olmam, olmam... :)))

Devamı: Vardır elbet...


7 yorum:

  1. hoşgeldin sevgili hale,
    trenle yolculuğa çıkmak istedim şimdi:)
    sevgiyle,
    şadan

    YanıtlaSil
  2. Hale'cim,

    Ben de heveslendim vallahi! Tren yolculuğuna yani.

    Güzel yazın da, yüzümde, içimde gülücükler, düşünceler açtırdı yine, harika bir şekilde.

    Hoşgeldin.

    Ayşe Arıca Elmalı

    YanıtlaSil
  3. Hoşgeldin Hale'cim,

    Sakın iflah olma. Olma ki bir geziyi beraber yapma fırsatımız olsun.

    Sevgiler

    Seda

    YanıtlaSil
  4. Hoşgeldin, ne güzel anılar ve deneyimlerle geldin.. :) gelir gelmez de dersini verdin: "Ne zor hayatlar var dedirten hikayeler, hafifçe bir boynu bükme, kendi yaşamındaki güzellikleri takdir etme, şikayetleri kesme fırsatı… Görüşü perspektife oturtma fırsatı... Dar alanda, kısacık zamanda öğrenme fırsatı…"

    ben de bunu koçluk çalışmalarımda öyle sık yaşıyorum ki, ne hayatlar var yani..

    sevgiler benden..

    YanıtlaSil
  5. Hoşgeldin Hale'cim, "sesini" özlemişim. Valla öyle oldu, sen anlatıyormuşun, ben/bizler dinliyormuş gibi oldu. Üstüne, anlattıkların da hediyesi!
    "Sevginin yaşama geçmiş hali olalım"cı geldi hanııııııımm. :))

    Tugay

    YanıtlaSil
  6. ..sevindim, okudum...ayrı oLmasakta kavuşmak ne güzeL...
    'sanki başka bir ömürde kaLmış gibi ev'... diyorsun... bittim bu tanıma :))
    hoşgeLdin CANım...

    YanıtlaSil
  7. .. tekrar hoşşgeeLLdiiinnnn:))

    duygu

    YanıtlaSil