26 Mayıs 2009 Salı

"Yaşama Sadık Kalmak"

Bu yazıya altında oturduğum ağacın fotoğrafı yakışırdı ama makinemi almamışım yanıma. Başka bir güzelliği paylaşayım: Devedikeni (yanlış bilmiyorsam), Salihli, Mayıs 2009

Birkaç hafta önce Yasemin bir kitaptan söz etmişti, "İçimden geldi, sana göndereyim, oku" dedi. Çok şeker bir notla göndermiş kitabı. Ne zamandır yollardayım, ancak okumaya başladım. Harika bir hatırlatıcı kitap... Bazı bilgilerin zihinden kalbe inişi sürecinde sürekli kulağımıza fısıldanması, tekrar tekrar hatırlatılması, hatta arada kafamıza vurula vurula büyük puntolarla yazılması gerekiyor galiba... Yok birbirimizden farkımız, bu süreç içimi muzip kıkırdamalarla dolduruyor- "biraz kalın kafalı mıyız ne!" gibilerinden... :) Bir de yaşam vazgeçmiyor hiçbirimizden, ne zaman, hangi yolla öğrenirsek... Sevgili müşfik eğitmenimiz...


Kitabın adı: Chamalu.

Bugün için seçtiğim alıntı ise şöyle:


“Uyandığımızda ilk niyetlerimiz ve ilk etkinliklerimiz günün ana eğilimlerini çizver, perspektiflerini belirler, olayları yönlendirir. Hiçbir şey geridönüşlü olmadığından, eğilimleri değiştirip yeniden yönlendirmek güçtür. Günün ilk anlarına daha çok yoğunlaşmak gerekir; çünkü o anlarda günün geri kalan çizgilerini belirleriz, geceki birikimler bize yeni şafağı kotarana dek.” (s. 71-2)

“’Yaşamı sev ve ona sadık kal, ne olursa olsun.’
‘Yaşama sadık kalmak ne demektir?’
‘Yaşama bağlı kalmanın tek yolu mutlu olmaktır’ diye yanıtladım. ‘Sevinç bizim doğal halimizdir, doğru yerimizi bulmanın da ana belirtisi.’
‘Neyi seversen sev’ diye sürdürdüm, ‘nice önemsiz olursa olsun. Sevdiğini yoğunlukla sev, koşulsuz sev. İçinde taşıdığın aşk sana uyumu getirecektir.
Asıl olan, kötü anlarında sevmelisin. Sevecenlikten daha iyi bir koruyucu bulamazsın. Aşktan daha iyi yanıt yoktur. Aşksız yaşam benzinsiz otomobile benzer. Seven güçlü olur, her gün mucize olur onun yaşamında. (…) Her kişinin içinde ölçüsüzce seven bir varlık yaşar. Bu varlık serbest kalınca aşk kendiliğinden akarak ışıkla doldurur bizi.’” (46-48)

Chamalu- Yüreğin Yolu- And Şamanlarının Bilgelik Öğretisi (Özgün adı: The Shamanic Way of the Heart)

Luis Espinoza- Okyanus Yayınları, 1997


Çok yaşlı bir ağacın altında yazıyorum bu satırları. Aslında daha da yaşlı bir ağacı ziyaret edesim vardı ama bugünlere kısmet değilmiş. Bu ağacın da gövdesi o kadar kalın ki, iki kişi kavrayamaz, bir üçüncü lazım. Geniş bir gölgesi var. Sordum meşeymiş, yaprakları benim bildiğim meşe türlerinden farklı. Dallarının altında iyice 'yakıtla' dolduruyorum varlığımı. Bu nice an'lara tanık olmuş, bilge görünen ağacın altında bir dilek dilemek istiyorum hepimiz için:

İçimizdeki ölçüsüzce seven varlığın serbest kalması, tüm varlığımızı ışıkla doldurması dileğiyle...

2 yorum:

  1. not aldım kitabı Hale;
    "bazı bilgilerin zihinden kalbe inme süreci" ifadenden çok etkilendim. Sanırım bu aralar benzer bir süreç içindeyim, hatırlamaya ihtiyaç duyuyorum bazı şeyleri.

    YanıtlaSil
  2. Hatta zihinden kalbe ve bedene (uygulama anlamında yani)inme süreci demeli belki de...
    Senden ses duyduğuma sevindim Başakcım... Hepimize kolaylıklar diliyorum...

    YanıtlaSil