Yaşamın farklı iletişim yollarından biriyle gelen bir hikaye:
Biri karanlıkta, önünde ardında hiçbir şey görmüyor. Zifiri karanlık.
Sonra bir tanıdığı geliyor yanına, elinden tutuyor. İlk kişi diyor ki, “Artık bir şey göremiyorum.” ve vazgeçmiş olarak gözlerini kapatıyor.
Elini tutan kişi, “Gözlerini aç. Karanlıkta da olsa gözlerini aç. Karanlığa bak. Yoksa labirentte kaybolursun.” diyor.
Biri karanlıkta, önünde ardında hiçbir şey görmüyor. Zifiri karanlık.
Sonra bir tanıdığı geliyor yanına, elinden tutuyor. İlk kişi diyor ki, “Artık bir şey göremiyorum.” ve vazgeçmiş olarak gözlerini kapatıyor.
Elini tutan kişi, “Gözlerini aç. Karanlıkta da olsa gözlerini aç. Karanlığa bak. Yoksa labirentte kaybolursun.” diyor.
Teşekkürler...
Her neredeysek, ne haldeysek, gözlerimizi açıp, olan’a baktığımız, görüleceği gördüğümüz nice an’lar dileğiyle…
Sevgili Hale,
YanıtlaSilBu yazını aslıda yazıldığı gün okumuştum ve aklıma, kendimi çok da güvende hissetmediğim bir anda benimle paylaştığın sözlerin gelmişti. Yazmadan geçtim! Ama işte hayat! Demek yazılası varmış!
Bana söylediğinden beri, ne zaman güvende hissetmesem, bana ışık tutan, bir yol haritası olan sözünü birde burada paylaşıyorum. Demiştin ki "Bir insanı güvende kılabilecek tek şey, olana sakince bakabilmek"
Olana sakince bakabilmemiz dileğiyle...
Sevgili Deniz...
YanıtlaSilHatırlattığın için çok teşekkürler... Dileğine can-ı gönülden katılıyorum...