28 Nisan 2009 Salı

Farkındalığın Mucizesi

Ara ara buradaki yazılarda ismi geçen Thich Nhat Hanh, Vietnamlı. 1960 yılında Güney Vietnam’da Gençlik Sosyal Hizmet Okulu’nu kurmuş. Bu okuldan mezun olanlar, Vietnam Savaşı sırasında bombalanmış köyleri yeniden inşa etmeye, çocukları eğitmeye, sağlık ocakları ve tarım kooperatifleri kurmaya yardımcı olmuşlar. Çok zor koşullarda çalışıyorlarmış elbette. Sevgi ve anlayış ruhuyla çalışmaya devam etmek müthiş cesaret gerektiriyormuş. Thich Nhat Hahn Paris’te sürgündeyken, bu okulun yöneticilerinden birine uzun bir mektup yazmış. En zor koşulların tam orta yerindeyken bile dingin farkındalığı sürdürmenin, beslemenin yollarını anlatmış bu mektupta. Öfkenin ve cesaretsizliğin yenilgisine uğramadan nasıl çalışılabileceğinin ipuçlarını vermiş. Sonra bir kitap haline gelmiş bu uzun mektup: Farkındalığın Mucizesi- The Miracle of Mindfulness. (Türkçesi: Kuraldışı Yayınlarından basılmış.)

Orada burada bu kitaptan çeşitli alıntılarla karşılaşmıştım. Hatta kendinize bir farkındalık günü ayırın öğüdüne uyup, uzunca bir zaman haftada bir günü sessizlik günü yapmıştım. Kitabı ilk okuduğumda da yine yüreğimden kavradı beni. Sarstı, raya koydu, ilham ve şevk verdi.

Kimi zaman zor dönemlerden geçiyoruz, kendimiz bizzat zorluklar yaşamasak bile, ailemiz, dostlarımız, yaşadığımız ülke, dünya zorluklar yaşıyor ve hep birlikte sarsılıyoruz. Birbirimize destek olalım derken de bazen tükeniyoruz. İşte Thich Nhat Hanh tükenmememiz için, bu süreçte de kendi içsel yolculuğumuzu sürdürmemiz için, birkaç basit ama çok temel öneride bulunmuş. Kitabın bir bölümünü kendisinin sıklıkla uyguladığı egzersiz ve yaklaşımlara ayırmış. Geçenlerde bu bölümden bir egzersizi paylaştım burada. Bugün kitabın genelindeki önerilerden birkaçını özetlemek ve birlikte kendimize hatırlatmak istiyorum:

* Ne yapıyorsanız, ne düşünüyorsanız, ne hissediyorsanız, fark edin. Yani bulaşık yıkamak için bulaşık yıkayın. (Bakınız: Ekim 2007 tarihli Bulaşık Yıkarken, Olmak yazısı- alıntısı. Hararetle tavsiye ederim.)

* İyi dileklerde bulunun. Doc The’nin uygulamasını takip edebilirsiniz. Doc The sabah kalktığında: “Henüz uyandım, umarım her insan büyük farkındalığa erişir ve tam bir durulukla görür.” der. Ellerini yıkarken, “Ellerimi yıkarken, umarım her insan gerçeği karşılayacak temiz ellere sahip olur” der. Bunun gibi gün içinde her ne yapıyorsak, buna ilişkin iyi dileklerde bulunabiliriz. Böylece hem ne yaptığımızı, o anda olanı fark ederiz, hem de iyi dileklerle yüreğimizi genişletiriz.

* Farkındalık, kendimizi ustalaştırmamızı ve düzeltmemizi sağlayan bir mucizedir. Farkındalık, dağılmış zihnimizi ani bir aydınlanmayla geri çağırarak yaşamın her anını yaşamamız için onu yeniden bütünlüğe kavuşturan bir mucizedir. Her hareket farkındalık içinde yapılmalıdır. Her hareket bir ayin, bir törendir.

* Zihni sakinleştirmek için nefesinize odaklanabilirsiniz. (Çeşitli egzersizler vermiş)

* Ne kadar meşgul olursanız olun, mutlaka kendinize farkındalıkla dolu bir gün ayırın. (Ayrıntılı bir gün tarif etmiş)

* Meditasyon yapın. Neden meditasyon yapmalısınız? İlk önce her birimizin tam dinlenmeyi gerçekleştirmemiz gerektiği için. Gece uykusu bile tam bir dinlenme sağlamaz. Bir çakıl taşının çabasızca nehrin tabanına ulaşması gibi dinlenin. (Bunu çok güzel, detaylı tarif etmiş. Daha okurken, çakıl taşının usulca suda inişini bedenimde hissettim.) Meditasyonun tek amacı dinlenme değildir elbette. Eğer kendi zihninizi tanımak isterseniz, bunun tek bir yolu vardır: Onun hakkındaki her şeyi gözlemlemek.

* Nereye giderseniz, gidin, nerede oturursanız oturun, kutsal çağrıyı anımsayın: “Bütün varlıklara şefkatin gözleriyle bak.”

* Çevrenizdekiler ellerinden ne geliyorsa sonuna kadar yapmıyorlarsa, telaşlanmayın. Sadece kendinizi nasıl faydalı hale getireceğiniz konusunda telaşlanın. Kendi elinizden geleni yapmanız, çevrenizdekileri, onların ellerinden geleni yapmaları için uyarmanın en emin yoludur. Bir aileden eğer bir kişi farkındalık içinde yaşarsa, bütün aile bundan etkilenir.
(Farkındalığın Mucizesi, Thich Nhat Hanh, Kuraldışı, 2007)

Hepsiyle ilgili sayfalar dolusu yazılabilir. Ancak en iyisi yaşama geçirmek ve gözlemlemek, yani yaşama yazmak :)

4 yorum:

  1. Sevgili Hale'ciğim,
    Yaşamıma sağladığın katkılar için çok çok teşekkür ederim.
    Kendimle ilgili çalışmalara başladığımdan bu yana hayat önüme öyle güzel sürprizler çıkarıyor ki anlatamam.Yola tek başıma çıkmışken,karşıma senin blogun çıktı,blogda yazanları ve seni yol arkadaşlarım addettim.Okudukça genişledim,zenginleştim.Yetmedi yaşadığım şehirde yol arkadaşları çıkardı karşıma.Kervan daha da büyüdü.Bu da yetmedi İngiltere'den bir yol arkadaşım oldu bugün.İş için gelen İngiliz konuğumuzla öğle yemeğinde konu birden içsel çalışmalara ve farkındalığa geldi.Bu konulardan konusunca ikimizin de gözleri parladı.Hatta bir de kitap tavsiye etti ''You can heal your life''-Louise Lay...
    Aynı dili konusmanın verdiği bir hafifleme oldu ikimizde de...
    Sevgi dolu,farkındalık dolu,şefkat dolu nice güzel günler diliyorum...
    Sevgiyle öpüyorum,

    Firdevs :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, hemen gidip kitabı aldım, okumaya başladım. İşimle ilgili şüphelere düştüğüm şu günlerde bana yol gösteren şu cümleyi burada alıntılamak istedim:
    "Ortaya çıkan mesele her ne ise, insan iyi sonuç almak istiyorsa onu düşündüğü, çözümlediği ve ele aldığı sırada huzurlu bir yüreğin ve öz denetimin olması şarttır." Devam etmiş:
    "Kendimizi denetleyemeden, sabırsızlığımızın ve öfkemizin araya girmesine izin verirsek, işimizin artık hiçbir değeri kalmaz."
    Benim gibi ihtiyacı olanlar için.
    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  3. Son günler "herkes bir şey getirsin pikniği" gibi. Soframıza getirdikleriniz için çok teşekkürler...

    Sevgili Firdevs
    Yaşam yolunda elbette adımları kendimiz atıyoruz. Ancak diğer yolcularla birlikte yürümek büyük keyif :)
    You Can Heal Your Life iç alemdeki yolculukların başlangıç kitaplarından biridir. Bana bu kitabın İngilizcesi hediye edilmişti 1994'te. Önce İngilizce'sinden okumuş, pek beğenmiştim. Sonra Türkçe'ye de tercüme edildiğini görmüştüm: Düşünce Gücüyle Tedavi. Benim elimdeki baskı epey eski, 1995. Altın Kitaplar Yayınevi'nden çıkmış. Başak'ın tercüme konusunda daha önce yazdıklarını ben de yaşıyorum bazen. Bu kitapta da genellikle çok rahat okunan bir tercüme olmasına rağmen, bazı bölümlerin Türkçesini anlayamamıştım. Ama belki yıllar içinde düzenlemeler yapılmıştır.

    Ayrıca Louise Hay bir film de yapmış yine aynı adla, çok hoş. Yakında seyrettim. Türkiye'de spiritüel film satanlarda bulunuyor.

    Sevgili Sarı Kağıt
    Paylaştıkların için çok teşekkürler. Gözümüzün önündeki perdeyi (öfke, üzüntü, kıskançlık, hırs vs) kaldırmadıkça, uygun karar vermek çok zor değil mi? Sevginin yaşama geçmiş hali olmanın, yaptığımızın değeri olmasının ne güzel bir formülünü paylaşmışsın. Sağol.

    YanıtlaSil