8 Ağustos 2010 Pazar

Ağızda Acı Tat Bırakıyor...

Erguvanlı Ev, Yeşilyurt Köyü, Kazdağları, 30.07.2010



Sandıkta sakladıklarımdan biri daha :)


"Başkalarının günahıyla aziz olamazsınız."
Çehov

(Haşmet Babaoğlu'nun 6/6/2010 Sabah Gazetesi'ndeki yazısından alıntı)

Geçen gün yaşadığım bir durum beni derinden etkiledi, rüyama bile girdi... Buraya yazılanlar uzunca bir süre kalıyor, sanki enerjisini sürdürüyor. O nedenle buraya yazıp, enerji vermek içime uygun gelmiyor.

Ancak aldığım ders; üçüncü bir kişi ağzımızdan yargı sözü almak için ne kadar maharetli olursa olsun, çeneyi kapatmayı becerebilmek gerek.

Epey bir zaman önce pek de tanımadığım bir kişiyle konuşuyordum. İnsanlarla ilişkilerinde onların kötü yanlarını ortaya çıkarmakla görevli gibi hissettiğini söylemişti. İlk anda tam kavrayamamıştım, sonra kişilerin kendilerini kandırmalarını engellemek gibi bir niyeti olduğunu tahmin etmiştim. Üzerinde düşünmüştüm ara ara... Yaşamda aynalık, geribildirim kendimizi görmek için çok değerli. Bir yandan da içimizdeki sevgi, şefkat büyüdüğünde, farkındalığımız arttığında, bilincimiz yükseldiğinde, zaten bazı davranışları yapmaz oluyoruz, o bilinç düzeyinde lekeler çabuk belli oluyor, hemen vicdanda huzursuzluk başgösteriveriyor. Sevgiyi yükseltmeye odaklanmak daha etkili bir yol gibi görünüyor... Özellikle de kendini suçlamaya pek yatkın olanlarda... Birbirimizi hırpalamak daha kolay bir yol gibi... Birbirimizin yolunu kolaylaştırmak, yüreklerimizin sevgiyle dolmasına destek olmak biraz daha fazla emek istiyor...

Başkası hakkında bir yargı yapmama çanak tutan kişi bu yargıyı yaptığımda bir rahatladı, gevşedi, tansiyonu düştü, telefonu huzurla kapattı... Çok şaşırdım olanlara... Hiç içinde olmak istemediğim ve başta epey bir direndiğim, konuyu değiştirdiğim, sahneye çıkmaktan kaçındığım oyunun içine düşüvermiştim... Neyse sürecek bir oyun değil, olay küçük... Telefonu kapattığım anda, aydım, yargıda bulunduğum kişinin gıyabında derin üzüntümü dile getirdim, kendi anlayışıma göre özür diledim...

Bu olay hem başkaları hakkında konuşmamakla ilgili niyetimi güçlendirdi. Özellikle yorgunken, enerjim nispeten düşükken, daha dikkatli olma konusunda uyardı. Hem de yoldan çıkmamak için, birbirimize yardım etmekle ilgili sorumluluğumuzu hatırlattı. Bilinen hikaye "hangisini beslersen" meselesi... (Bulup, yarın yazayım bu hikayeyi)

Yalnızca kendimizin yaşama katkıda bulunmayan şeylerden kaçınması yetmiyor, başkalarının da sevgi içermeyen davranışlarda bulunmalarına çanak tutmamamız da çok değerli... Madem aynı gemideyiz, bir bütünün parçalarıyız, kendi davranışlarımızın başkalarını sevgiden uzaklaştırmamasına, olumsuzluğa çanak tutmamaya da dikkat etmemizin değeri aşikar...

Sözün özü, yargılama sözleri söylememeye gayret et, başkalarının söylemesine de çanak tutma... Ağızda acı tat bırakıyor...

Çünkü...

Yaşam kabulle, destekle, dayanışmayla pek tatlı... Lokum gibi... Hımmm... Tadına doyum olmuyor... :)


7 yorum:

  1. Şimdi içimden bir ses "Seyir Defterine bak!" dedi, bir de ne göreyim, 2 yeni yazı...

    Çok mutlu oldum, hoş geldiniz, teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler..

    Uzun zamandır ses çıkmayınca "ya blog kapanırsa, acaba hepsini copy-paste yapsam mı?" diye bile düşündüm inanın, ama yapmadım :))

    Favorilerimin başındaki bu blogu, yazılarını,
    bizlerle güzellikleri paylaşan o pırıl pırıl yazarını, bizi daha iyiye doğru yüreklendirişini, yönlendirişini çok seviyorum.

    ve de neymiş: İç sesimize inanalımmış!!!

    İyi ki varsınız :0)))
    Sevgilerimle,

    irem

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Hale hocam, bende bu yaz bloğunuzu okumaya başladım. Özellikle bunaldığım anlarda bana ilaç gibi geliyor yazılarınız. Burdan bir söz,bir hikaye okuyup,kulağıma küpe yapıp, kendimi yeniliyorum, geliştiriyorum..

    iyi varsınız..
    en derinden sevgilerimle

    Güliz

    YanıtlaSil
  3. Halecim özledik seni. yine çok anlamlı bir yazı. Haftasonu benzer düşünceler yaşadım. Bu çanak tutmama meselesi en zor kısmı sanırım:(

    YanıtlaSil
  4. oleyy..
    dönüşüne sevindim..
    yasemin

    YanıtlaSil
  5. bana çok güzel hatırlatma oldu.
    Teşekkürler ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili İrem, Duygu, Güliz, Başak, Yasemin ve Güzin, hoşbulduk... Sizler de hoşgeldiniz... Yine mutfağa girdim, ara ara da olsa bir şeyler pişiriyorum, birlikte yiyeceğimiz dostların olduğunu bilmek nasıl güzel bir duygu... Ses verdiğinize sevindim... Neşeniz daim olsun... Sevgiyle...

    YanıtlaSil