tag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post993305776286704824..comments2023-10-09T21:18:10.140+03:00Comments on Seyir Defterinden Notlar: İyi Anlaşılmış Şey Kendini TekrarlamazUnknownnoreply@blogger.comBlogger7125tag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-89609722566272246822008-11-28T09:04:00.000+02:002008-11-28T09:04:00.000+02:00Elinize sağlık, çok aydınlatıcı oldu. Ben kabull...Elinize sağlık, çok aydınlatıcı oldu. Ben kabullenmeyi çok uzun süre "kadercilik" olarak algıladığım için, reddediyordum. Çünkü ben de kör kadar inancı yoktur, herşeyi seçimlerle biz oluşturuyor, yaratıyoruz ve kabullenemediğin şeyi değiştirmeye insanın gücü yeter, diye düşünürüm. Ama kabullenme aslında benim algılamış olduğumdan daha başka bir şeymiş, bunu yeni yeni anlıyorum. Yalnız çoğu insanın kabullenme=kadercilik olarak algıladığına bizzat şahit oluyorum. Kolaya geliyor belki de insanlara böyle yorumlamak...Basakhttps://www.blogger.com/profile/11251951404958477438noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-12452077127298332592008-11-28T01:30:00.000+02:002008-11-28T01:30:00.000+02:00Evet,donusuyor gercekten..ic donusunce dista degis...Evet,donusuyor gercekten..ic donusunce dista degisiyor..<BR/>Net ve ogretici yorumun icin tesekkur ediyorum..faydalandim cok.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-84478226769296029262008-11-28T00:04:00.000+02:002008-11-28T00:04:00.000+02:00Brajeshwari'ye katılıyorum, genellikle an'da yaşad...Brajeshwari'ye katılıyorum, genellikle an'da yaşadıklarımızı ya pek sevip, tutunuyoruz, yapışıyoruz, kimliğimizin parçası yapmaya çalışıyoruz, ya da sevmeyip, itmeye, yok saymaya, saklamaya, bastırmaya, savaşmaya, değiştirmeye çalışıyoruz. Bu itiş kakış, tutunuş huzurumuzu kaçırıyor. Dirençleri, tutunmaları (mesela görüşlerimize, doğru bildiklerimize) görmek, bunları iyice tanımak, anlamak bunlarla özdeşleşmemizi kırdığı için, özgürleşiyoruz.<BR/><BR/>Krişnamurti'nin burada kabullenme ile kast ettiği "tutunma hali" diye tahmin ediyorum. Bazı hallerde kabullendiğimizde sanki o hal değişmeyecekmiş gibi o hali sabitlemeye çalışıyoruz. Oysa yaşamda herşey geçici. Asıl olan o anda ne oluyorsa gözlemlemek. Olan'ı gözlemlemek. Direnmeden, tutunmadan gözlemlemek. Özdeşleşmeden gözlemlemek. Ve o gözlem bizi özgürleştiriyor.<BR/>Paragrafın bütününe de baktığımda, vipassana ilkeleriyle de tamamladığımda, böyle yorumluyorum. <BR/><BR/>Değiştiremeyeceklerimizi kabullenmek önemli ancak bunu biliyorsak ve yine de içimizde kabullenemiyorsak, bir huzursuzluk yaşıyorsak, farkındalık ışığını o huzursuzluğun üzerine tutmak çok yararlı olabilir. Karanlıkta kalan duygu/ihtiyaç/yara neymiş görürsek, belki değişmeyeceğini düşündüğümüz şeyler dönüşebilir, en azından iç alemin iklimi dönüşebilir, özgürlük yaşanır...Halehttps://www.blogger.com/profile/11643856526936778445noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-26525312511830865402008-11-27T08:43:00.000+02:002008-11-27T08:43:00.000+02:00Brajeshwari çok güzel yazmışsın; daha netleşti ka...Brajeshwari çok güzel yazmışsın; daha netleşti kafamda. Son zamanlarda düşüncelerimi izlerken geldiğim nokta bu sanırım: Direnç noktalarını farketmek...Basakhttps://www.blogger.com/profile/11251951404958477438noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-18129079404398632622008-11-27T00:19:00.000+02:002008-11-27T00:19:00.000+02:00kabullenemediğimiz herşeyde bizim dirençlerimiz va...kabullenemediğimiz herşeyde bizim dirençlerimiz var aslında..Sanırım bu dirençlerin farkındaliğıyla ona bakmak, anlamak, pervaneyi durdurup, düşünce ağını yavaşlatarak, kendimizi anlamak gerekiyor. Kabul ise, direndiğimiz noktaları görmekte başlıyor sanırım. onları kabul etmek, sebeblerine ve nedenlerine inip, çözümlemeyi adımlatıyor yavaş yavaş..<BR/><BR/>Bu yazıyı çok sevdim.Ama kendi anlayabildiğim böyle bir bakış açısıydı..<BR/><BR/>Bir de affetmek var, kabul etmek gibi zor anlatılan.. Zekanın oynadığı oyunlar var tabi bunların içinde..Affettim diyen zeka ve affedemeyen kalp.. İç sesimiz - dış sesimiz..Herşey ne kadar basit ama herşey ne kadar karışık geliyor bize..Brajeshwarihttps://www.blogger.com/profile/00141576983982145164noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-58713160449003370082008-11-26T11:16:00.000+02:002008-11-26T11:16:00.000+02:00Halecim "kabullenme" ile ilgili kismi biraz acabil...Halecim "kabullenme" ile ilgili kismi biraz acabilirmiyiz.. Degistiremiyeceklerimizi farkettigimizdeki durumu "kabul" etmek midir?<BR/><BR/>Bu konu seni gordugum zaman sormak istedigim notlarimin arasinda vardi..soyle canli canli sorup cevabi duymak istiyordum..gunlerdirde zihnimde dolanip duruyor..<BR/>Bir kez daha deneyimliyorum ki, plan yok.."olan" var..<BR/> <BR/>sevgiyleAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1361993141023228303.post-5212896771414231822008-11-26T09:13:00.000+02:002008-11-26T09:13:00.000+02:00Sevgili Hale;Her zamanki gibi harika bir yazı, yol...Sevgili Hale;<BR/><BR/>Her zamanki gibi harika bir yazı, yolumu aydınlatan... <BR/><BR/>Bir şey sormak istiyorum: Yazında "ancak bu anlayış/idrak akışı; ortada suçlama ya da kabullenme, yargılama ya da özdeşleşme varsa, tıkanır" diye bir cümle var; burada özellikle "kabullenme" kısmına takıldım. <BR/><BR/>Hep "herşey kabullenme ile başlar" şeklinde bir söylem vardır spirütüel konularda. Benim de her zaman başarılı olamadığım konudur bu, hep derdim ki "eh o zaman işim iş, bi halt edemem", çünkü bazen ciddi kabullenme zorluğu yaşıyorum. Sayıcak azaldı ama hala varlar, inkar edemem... Oysaki bu cümleden kabullenmenin de gelişim yolunu tıkayan bir durum olabileceğini anlıyorum. Doğru mu anlıyorum acaba? sevgilerBasakhttps://www.blogger.com/profile/11251951404958477438noreply@blogger.com